Ergenekon tertibiyle 23 Eylül 2008’de, sabaha karşı 4:30’da polisler kapıma dayandığında, faşizmin geldiğini biliyordum. Sürecin uzun ve sancılı olacağını da biliyordum.”Vatan… Namus… Ahde vefa…” demenin bir bedeli olacağını, hem “dostların” hem de kindar düşmanların bu bedeli isteyeceğini ve bu kıskanç talebin, canımızı istemeye kadar uzanacağını da biliyordum. Ama… Yurdumun güzel insanları! Güzel günler göreceğiz! İnsanlık onuru faşizmi yenecek! Biz o günler için diri diri gömüldük Silivri Toplama Kampına!Mezarlıkta esir alındık, linç edildik…Ey halkım!Unutma!Unutma bizi!-Tuncay Özkan– Ergenekon’da sanıklar nasıl darbeci oluyorlar?- Koğuş baskınında el konulan zarların öyküsü neydi?- Bilgisayardaki savunmalar nasıl silindi?- Tuncay Özkan hangi konuda “oh olsun bana” dedi?- Domates ve marul nasıl suç unsuru oldu?- Tuncay Özkan’a gelen mektup nasıl sansürlendi?- Klasik müzik tehlikesi nasıl ortadan kaldırıldı?- Ha UFO’ya inanmışsın, ha ETÖ’ye! Fark var mı?- Tuncay Özkan mahkemede nasıl deliye döndü?- Nazlıcan’ın elbisesindeki güvercinler neden söküldü?
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Hapiste yazdığı son kitapların hepsi birbirine benziyor, bu da onlardan birisi
okuyun ve zorbalığı görün!!!
Kitabı okuyunca Allah cezaevine düşürmesin, diyeceksiniz.Ülkemizdeki Hukuk sisitemini çözmeye çalışacaksınız ama pek başarılı olamayacaksınız, 5. Dünya ülkelerinde ancak olabilecek şeyler. Üzüleceksiniz ve Özgürlüğün değerini anlayacak, yüreğinizin zaman zaman birisi tarafından elinde sıkıldığını hissedeceksiniz…
Ateş düştüğü yeri yakar derler ya. Empati kurmak isteyen okurlara tavsiyemdir.
bir çırpıda okudum… düşündüm..düşündüm.. bu ülkede adalet var mı diye.. ibretlik gerçekten sıtkım sıyrıldı derler ya öyle oldum.. gayri müslimleri bile doğru yargılayan bir ırk bir ümmet nasıl bu hale gelebilmiş.. bir şeyler kesin yanlış ama NEE??