Bugün Fransa’da hâlâ genç kızlar, kadınlar, kendi seçmedikleri, hatta hiç görmedikleri adamlarla evlendirilebiliyorlar. Türkiye’de veya başka ülkelerde olduğu gibi. Bu kızlara ne düşündükleri, ne hissettikleri sorulmuyor. Doğumlarından itibaren, binyıllardır süregiden bu mekanizmanın içinde buluyorlar kendilerini.Elinizdeki kitap Fas’ta ayarlanan ve Fransa’da gerçekleşen, en başta iki kişiyi, sonra çervelerindeki herkesi etkileyen, mutsuz eden, depresyonun, ölümün kıyısına sürükleyen zoraki bir evliliğin, Leyla’nın ağzından gerçek hikâyesi.Leyla’nın şu sözleri tüm olan biteni özetliyor: “Son dakikaya kadar babama yalvardım. Benim olmayan bir sesle ‘evet’ dedim, yaşlı gözlerimle göremediğim bir kâğıdı imzaladım.”Sevmediği bu adam onu dövecek, boyun eğdirmeye çalışacaktı. Fakat daha sonra inanılmaz bir cesaretle Leyla, özgürlüğünü ve onurunu korumak için geleneğe karşı koyacaktı.Bugün artık kocasıyla yaşamıyor, çalışıyor, küçük bebeğiyle kendisinin hayatını idame ettiriyor ve boşanma talep edecek.Leyla bugün bu korkunç geleneğin sona ermesi için şahitlikte bulunuyor. Bu kitapta “kendi sesiyle” konuşuyor. “Hayır” diyor.
Sade ve akıcı bir dille yazılmış kitabı okurken aynı zamanda Avrupa olmasına rağmen geleneklerin etkisiyle ezilen, hakları yokmuş gibi davranılan kadının duygularıyla çıkmaza düşeceksiniz. İçiniz acıyacak, dur demek isteyecek ama çaresizliğinizle baş başa kalacaksınız. Tıpkı o kadınlar gibi…
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Sade ve akıcı bir dille yazılmış kitabı okurken aynı zamanda Avrupa olmasına rağmen geleneklerin etkisiyle ezilen, hakları yokmuş gibi davranılan kadının duygularıyla çıkmaza düşeceksiniz. İçiniz acıyacak, dur demek isteyecek ama çaresizliğinizle baş başa kalacaksınız. Tıpkı o kadınlar gibi…
Sade ve yalın bir dil. Akıcı anlatım