Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi

Kategori: Tarih Yazar: Polonyalı Simeon Yayınevi: Kesit Yayınları

Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi

  • çevirmen: Resul Bozyel
  • Yayın Tarihi: 08.03.2007
  • ISBN: 9789944321099
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 262
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 13.5 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
İstanbul kimindir? Aşkı için Kızkulesi’ne giderken hain bir planla denizde boğulan maşukun mu yoksa bu kente sahip olmak için hayatını feda eden ve boğazdaki sahipsiz mezarda yatan isimsiz askerin mi? Septim Severus’un mu, Konstantin’in mi, yoksa Fatih’in mi?İstanbul bu kentte yaşayan ve bu kenti gören, seven, aşık olan herkesindir aslında. Anadolu da hem bizimdir hem Diyojen’in hem de ismini bilemediğimiz Hitit köylüsünün. Anadolu handır, İstanbul da kapısı.. Aşktır Anadolu, sevdadır İstanbul..İstanbul’un ve Anadolu’nun sevda türküsü yüzyıllardır değişik dillerde söylendi. Hiç bitmedi bu türkü..Kimi zaman bir Ermeni seslendirdi, kimi zaman bir Müslüman, kimi zaman da bir Ceneviz gezgini.. Kim simidiyle beslediyse İstanbul’un martısını o çığırdı bu kentin türküsünü.. Kim gezdiyse Anadolu’nun tozlu yollarını o anlattı, bin yıllardır eskimeyen bu güzelliği.. Şimdi de, Polonyalı bir gezgin anlatıyor bize Anadolu’yu, İstanbul’u..!Polonyalı Simeon, bu kitabın sayfaları arasında İstanbul ve Anadolu’ya nostaljik bir geziye çıkarıyor okuru.."Bir gün, bir şehirliden rica ettim ve onunla beraber, herkesin gıpta ettiği Ayasofya’ya gittim. Şeyhlere bahşiş verdik ve bizi içeriye aldılar. Mabedin büyüklüğünü, yüksekliğini ve güzelliğini temaşa ederek hayran olduk ve Allah’a şükrettik. Hiçbir yerde böyle bir bina görmüş değiliz. Orada şaşılacak derecede büyüklükte ve kalınlıkta zarif ve güzel birçok mermer sütunlar gördük. Sütunlar muhtelif boy ve kalınlıkta olduğu gibi kırmızı, beyaz, mavi, yeşil siyah ve erguvani bazıları da benekli mermerden idi. Bir kısım sütunlar çukurlu olarak yontulmuş, bu çukurlar yaldızla ve mavi renklerle doldurulmuştu. Bu san’at güzelliğini tadabilmesi için insanın bir gözü olmalı."
Satıcı Kitap Adı Bağlantı
Trendyol Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
Kitapyurdu Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
D&R Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
Idefix Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
BKM Kitap Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
Hepsiburada Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
Nadir Kitap Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
N11 Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
Amazon Türkiye Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi Satın Al
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi PDF 10.87 MB İndir
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi EPUB 12.15 MB İndir
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi MOBI 9.59 MB İndir
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi ODF 10.23 MB İndir
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi DJVU 12.79 MB İndir
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi RAR 8.32 MB İndir
Polonyalı Bir Seyyahın Gözünden 16. Asır Türkiyesi ZIP 7.68 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (1 Yorum)


Simeon Polonyalı dindar bir Ermeni. 1608 yılında Kudüs’e gitmek için memleketinden yola çıkmış. Galiba gezmeyi çok seviyormuş, 1618 yılında evine dönene kadar 10 boyunca İtalya’dan Mısır’a, Küdüs’ten Şam’a, İstanbul’dan Muş’a kadar bayağı dolaşmış. Bu kitabı okumak benim için çok ilginçti. Sürekli olarak yolu üzerindeki Ermeni’lerden söz etmiş, Hristiyanlara ait dini merkezler özellikle ilgisini çekmiş ve bu yapılarla ilgili pek çok mucizeden bahsetmiş. Buna karşın Müslümanlara ait dini yapılardan çok söz etmiyor.Kitabın içinde çok şaşırtıcı ayrıntılar var: Roma’da Yahudilere karşı yapılan uygulamalar, Venedik Dükü ile Papa’nın aralarının bozulması ve Dükün Türkler’le anlaşıp Avrupa’ya savaş açması, Mısır’lı Arapların sefil halleri, Roma’da San Petro’nun inşaat halinin anlatılması, Türkmen kadınlarının güzelliğine vurgu yapılması…Ayrıca kitapta yazarın bizzat Tükçe kullandığı kelimeler italik olarak bırakılmış. Polonya asıllı bir Ermeni olmasına rağmen Simeon çok sayıda Türkçe kelime kullanmış: Kuyumcu, dirhem, kuşak, kubbe, davul, zurna, top, tüfek, sarık, pak, eminlik, bereket, çubuk, yasakçı, hükümdar, taban, postal, nal, köşk, somun, pide, iskele… daha pek çok örnek var.Kitabın sonunda aynı dönemde Türkiye hakkında yazılmış başka gezi notları da verilmiş.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*