Ülkemizde daha önce Ara Sokak adıyla yayımlanan Midak Sokağı, Mahfuz'un 1947'de yazdığı, çeşitli dillere ve çevrilen başyapıtlarındandır. Romanın kahramanı aslında, insanlarının yaşam biçimleri, inançları ayrıca kahvehanesi, eski evleriyle bu şark sokağının kendisidir. Mahfuz, bu küçük dünyanın olaylarını, duygu, düşünce, davranış ve yaşam felsefeleriyle insanlarını; gerçekçi, akılcı ve hoşgörülü bir yaklaşımla anlatırken, yerelden evrensele ulaşarak, sonunda insanı bulma başarısını gösteriyor.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
Bir yazar olağan halleriyle de,uç noktalarıyla da içinde yaşadığı toplumu ortaya koyabilmelidir.Necip Mahfuz bu eseriyle tamda bunu başarmış.Nobel edebiyat ödülleri de onun için dağıtılıyor zaten…
Bir mahalle… İnsanların hepsi sıradan hayatları yaşıyorlar. kimi tatlıcı, kimi kahveci, kimi evli, kimi ise kendine yoldaş aramakla meşgul. Yazarın anlatımı akıcı, karakter analizleri başarılı. keyifle okudum.
Kahire’de bir ara sokak: Midak Sokağı… Halime, Abbas, Şeyh Derviş, Hüseyin Kirşa, Elvan, Zaita, Doktor Buşi ve daha niceleri ile bu sokak bir hüviyet kazanır ve bir devrin panoramasını çizer. Okura da sıcak, samimi anlatımı ve akıcı üslubuyla bu egzotizmin tadını çıkarmak kalır. “Sokağın hayatıydı işte bu. Kızlardan biri kaybolunca ya da erkeklerden biri cezaevine düşünce biraz aksardı. Ama bu küçük damlacıklar da onun pürüzsüz yüzünde çabucak kaybolurdu. Bu yüzey durgundu ya da çamurlu ve sabah olan, akşam unutulurdu burada.” (s. 310) Bireyselden yola çıkarak evrensele ulaşan ve insanı tanımlayan bir roman… Kesinlikle tavsiye ederim.
Bu kitap maalesef müslüman bir halkın nasıl hırla ingilizleştiğini gösteriyor. Burada bir kız vardı ismini hatılıyamadığım bu karakter holywood yosmasının tekiydi. Mahfuz bir süre film denetiminden sorumluydu mısırda bu işleri bilir. İngiliz ordusunda çalışmak isteyen berber, kadın satıcısı ve onun yaşadığı ingilizlerin bölgesinde hakim olan sefahat, ayının teki olan Kişranın kahvesi, orada uyuklayan esnaf falan sokakta Mahfuz Mısır halkının uyuşuk ve ahlak düşkünü olduğunu gösteriyor. Melodram sonunu pek beğenmiyorum ben bu kitapta. Sonunda bir karakter hikayeyi ingilizce end diyerek bitiyiyordu. Bunu anlamlı bulurum ben. Dünyevileşmenin acı sonuçları bu kitapta bulunabilir. Bu adamı insan olarak sevdiğimi söyleyemem ama nobel’in neden verildiğini çok iyi bilirim. Nobel ülkesinin travmalarını, çelişkileri, tabularını çok iyi gözlemleyip bunu mizhai bir yorumla sunan ve edebi bir forma sokabilen dil cambazlarına verilir.
Nobel ödülü almış kitaplardan biri.Bir kere daha anlamış olduk ki;”Nobel”ödülü hakdene verilmiyor.Kaybedecek zamanım varmış ki okumuşum acıyorum o zamanlara
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bir yazar olağan halleriyle de,uç noktalarıyla da içinde yaşadığı toplumu ortaya koyabilmelidir.Necip Mahfuz bu eseriyle tamda bunu başarmış.Nobel edebiyat ödülleri de onun için dağıtılıyor zaten…
Bir mahalle… İnsanların hepsi sıradan hayatları yaşıyorlar. kimi tatlıcı, kimi kahveci, kimi evli, kimi ise kendine yoldaş aramakla meşgul. Yazarın anlatımı akıcı, karakter analizleri başarılı. keyifle okudum.
Kahire’de bir ara sokak: Midak Sokağı… Halime, Abbas, Şeyh Derviş, Hüseyin Kirşa, Elvan, Zaita, Doktor Buşi ve daha niceleri ile bu sokak bir hüviyet kazanır ve bir devrin panoramasını çizer. Okura da sıcak, samimi anlatımı ve akıcı üslubuyla bu egzotizmin tadını çıkarmak kalır. “Sokağın hayatıydı işte bu. Kızlardan biri kaybolunca ya da erkeklerden biri cezaevine düşünce biraz aksardı. Ama bu küçük damlacıklar da onun pürüzsüz yüzünde çabucak kaybolurdu. Bu yüzey durgundu ya da çamurlu ve sabah olan, akşam unutulurdu burada.” (s. 310) Bireyselden yola çıkarak evrensele ulaşan ve insanı tanımlayan bir roman… Kesinlikle tavsiye ederim.
Bu kitap maalesef müslüman bir halkın nasıl hırla ingilizleştiğini gösteriyor. Burada bir kız vardı ismini hatılıyamadığım bu karakter holywood yosmasının tekiydi. Mahfuz bir süre film denetiminden sorumluydu mısırda bu işleri bilir. İngiliz ordusunda çalışmak isteyen berber, kadın satıcısı ve onun yaşadığı ingilizlerin bölgesinde hakim olan sefahat, ayının teki olan Kişranın kahvesi, orada uyuklayan esnaf falan sokakta Mahfuz Mısır halkının uyuşuk ve ahlak düşkünü olduğunu gösteriyor. Melodram sonunu pek beğenmiyorum ben bu kitapta. Sonunda bir karakter hikayeyi ingilizce end diyerek bitiyiyordu. Bunu anlamlı bulurum ben. Dünyevileşmenin acı sonuçları bu kitapta bulunabilir. Bu adamı insan olarak sevdiğimi söyleyemem ama nobel’in neden verildiğini çok iyi bilirim. Nobel ülkesinin travmalarını, çelişkileri, tabularını çok iyi gözlemleyip bunu mizhai bir yorumla sunan ve edebi bir forma sokabilen dil cambazlarına verilir.
Nobel ödülü almış kitaplardan biri.Bir kere daha anlamış olduk ki;”Nobel”ödülü hakdene verilmiyor.Kaybedecek zamanım varmış ki okumuşum acıyorum o zamanlara