Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Ev Canavarı

Kategori: Ekonomi Yazar: Kolektif Yayınevi: Otonom Yayıncılık

Ev Canavarı

Tanıtım Bülteni
Ev Canavarı hayatımızın çok gündelik ve vazgeçilmez bir olgusunu, yalnızca bir ""ev""i merkeze alarak onun etrafındaki türlü toplumsal ilişkileri inceliyor. Şantiyeden ve evlerin fiziksel inşasından başlayan kitap, yavaş yavaş daha fazla meseleyi birbirine bağlıyor. Kentsel dönüşüm ve şehir politikalarından cinsiyet rolleri ve kimlik politikalarına, taşeronluk ve spekülasyondan sendika sözleşmeleri ve müzakerelerine, tümüyle kişisel olan düşünce ve etkileşimlerden büyük ölçekli politik ve ekonomik kuvvetlere, bireysel inanç, acı ve direnişlerden yapısal bölüme ve istikrarsızlığa pek çok konu iç içe inşa ediliyor. Alaycı, güzel ve kasvetli siyah-beyaz görsellerin eşlik ettiği metin bir bütün olarak kapitalizm eleştirisi şeklinde gelişiyor. Bazen bir işçinin günlüğü, bazen bir hikaye, bazen tarihsel bir anlatı, bazen de Marksist ekonomi politiğe giriş niteliği tadında...""Oturmak için bir yer mi arıyorsunuz? Ya da yaşamak için yepyeni bir dünya? Belki de radikal teorinin sıkıcı olmasından korkuyorsunuz. Öyleyse Ev Canavarı tam size göre bir kitap. Yazar bir can alıcı bir meseleyi ele alıyor: barınma sorunu. Sınıf analizi, gündelik yaşamın eleştirisi, sansürsüz yenilikçi çizimler ve daha fazlası... Keyfini çıkarın!""-Gilles Dauvé-""Şantiyedeki mücadelenin ve şehirde verilen kavga ile arsa mücadelesinin koşulları hakkında kapsayıcı ve okunması kolay bir analiz.""-Tillsammans!-""Kısmen Marx'ın resimli kılavuzu, kısmen meta olarak ev üretiminin ve tüketiminin gündelik sonuçlarının analizi, kısmen de devrimci silahlanma çağrısı!""-Aufheben-
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Ev Canavarı PDF 6.23 MB İndir
Ev Canavarı EPUB 6.96 MB İndir
Ev Canavarı MOBI 5.49 MB İndir
Ev Canavarı ODF 5.86 MB İndir
Ev Canavarı DJVU 7.32 MB İndir
Ev Canavarı RAR 4.76 MB İndir
Ev Canavarı ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (1 Yorum)


Otonom basmış. Kentsel dönüşüm dalgası bizde yeni sayılır ama adamlar yıllardır uğraşıyor, kafa patlatıyor bu olaylara. İşçinin kattığı artı değerin akıbeti, patronlar, sömürü, kısaca inşaat sektörü ve kapitalizm işte. Kentsel dönüşelim veya dönüşmeyelim, evlerin canavara dönüştürülmesi kalbimizde bir yaradır. Mekanların insanın ruhunda yarattığı tahribatın, değişimin yanında bir de bu çıktı. Başını sokacağın bir yuva fahiş fiyatlarla iteleniyor, gerçekten çok hoş.
“Bir ev dört duvar ve bir çatıdan fazlasıdır. Tasarım ve üretiminden; satılma, kullanılma, yeniden satılma ve nihayet yok edilme şekline kadar çatışmalarla taranmıştır. Şantiyeden mahalleye kadar kişisel olmayan ekonomik güçler ve oldukça kişisel çatışmalar birbirinden doğup büyür. Beton, inşaat demiri, tahta ve çiviler; hayal kırıklığı, öfke, kin ve çaresizlik. Bireysel trajediler, daha büyük bir toplumsal trajediyi yansıtır.” (s. 4)

Ev Canavarı’nı tanıyalım. Şantiyede neler oluyor mesela? Sahil kenarındaki bir evin ederinin diğerlerine oranla daha fazla olacağını biliyoruz. İnsanın verdiği değerdir bu aslında, öbür türlü ikisi de evdir sonuçta. Paramız kadar yaşarız, evimizi de ona göre seçeriz. Üretim araçları elimizde olmadığı için bu araçların sahipleri için çalışırız, emeğimizi satarız. Ücretli işçi haline gelmemizin sebebi budur. Şantiyede çalışanlar da aynı şeyi yapar, emeklerini satarlar. Canlı emektir onlarınki, geri kalan yapı malzemeleriyse ölü emektir ve arz-talep dengesine göre fiyatlar oynasa da patronun kazanacağı paranın çok büyük bir bölümü buradan gelmez. İşçilerin emeği, işte budur patrona kazandıran. Patron farklı sektörlere yatırım yapıp malzemeleri üretebilir, oysa işçi için geçerli değildir bu. Ölü emeğin sahibi canlı emeği de kontrol edecektir. Tam bu noktada naneyi yiyoruz, çalıştığımız sektör önemli değil aslında, sırf ev açısından yaklaşmazsak.
İşçiler ne yapar? Saatlik çalışma sisteminde ellerinden geldiğince çalışırlar, birbirlerine maçoluk taslarlar, kavga ederler, ot gibi yeşilliklerden içerler. Sömürülürler. “İşçi” bir kimlik haline gelir, içinden çıkılmaz bir kafestir artık. İş çıkışı bira, ucuz yemekler. Yapay bir yaşam, kişi simülasyonda yaşamaya başlar. Çıkış yolu düşünülemez, onun yerine yorgunluktan betona dönmüş kafayı yastığa gömülür.

Yukarıdaki ucuz emekle üretilen pahalı evler yine sermayenin hizmetine sunulacaktır, oturduğumuz evlerde bizden daha zengin olanlar oturacaktır bir süre sonra. İşyerleri şehir dışına taşınır, toplu taşıma araçları geliştirilir ve şehir dışındaki işyerlerinin bulunduğu yerden geçer, şehir içinde hayat pahalılaşır ve yavaştan tekmeyi yiyormuşuz gibi hissederiz. Yabancılaşma cabası. Mesela iki senedir Batı Karadeniz’de yaşıyorum, öğretmenim burada. Küçükyalı’da doğdum, büyüdüm. Büyüme safhasında Kadıköy’ün hatırı sayılır bir katkısı oldu. İki haftada bir, haftada bir Küçükyalı’ya gidiyorum ve inanamıyorum. Anılarım kayboluyor, sokaklar değişiyor, sokaklar doğuyor, binalar yenileniyor ve bazıları başka yöne bakıyor. Doğduğum bina da yıkılacak, birkaç senesi kaldı. Dehşete düşüyorum, eve dönme duygum kayboldu. Sanki hiç orada yaşamamışım gibi. Erich Zann’ın Müziği’nde kaybolan bir sokak vardı; Auteil mi, Auseil mi, her neyse. Bir gün döneceğim ve sokağımı bile bulamayacağım yerinde.

Korkunç. Parlatılmış alanlara taşınırız, yaşarız bir türlü. İşçiler? Makul ölçüde iyileştirme yapılır bazı zamanlar, gaz alma işlemleri. Maaşa cüzi zamlar, iyileştirilmiş çalışma koşulları. Yetmez, yeter gibi gelir işçiye.

Daha bir sürü olay. Kadının yeri, sınıf çatışmaları derken sıkıntıyla kaparsınız kitabı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*