“Sayın Goldsworthy canlı bir metin sunuyor… Batı Roma İmparatorluğu’nu yıkıma götüren olayları edebi ukalalık peşine düşmeksizin gayet berrak ve akıcı biçimde aktarıyor.” Wall Street Journal“En tecrübeli ‘Romaseverleri’ bile tatmin edecek yeni incelemeler barındıran çok sağlam bir anlatı.” Washington Times“Ustaca incelenmiş, çok katmanlı ve kışkırtıcı” Diana Preston, The Washington Post Book World“Roma Nasıl Çöktü?, ilgi çekici ve merak uyandırıcı bir eser. Roma tarihiyle doğrudan ilgilenmeseniz bile okuduğunuz için hiç ama hiç pişman olmayacağınız bir kitap.” Carolyn Nelson, The Journal of Military History“Bilim insanlığını hikâye anlatıcılığıyla birleştirerek antik dünyaya yaşam katıyor.” Simon Sebag Montefiore, Romanovlar’ın yazarı MS 200 yılında Roma İmparatorluğu, bilinen dünyanın çoğunu bünyesine katmış geniş toprakları nedeniyle saldırıya uğramaz görünüyor ve altın çağını yaşıyordu. Beşinci yüzyılın sonuna gelindiğinde ise, Batı Avrupa’da ve Kuzey Afrika’nın çoğunda Roma egemenliği ortadan kalkmış ve geriye yalnızca küçük bir doğu imparatorluğu kalmıştı. Ödüllü yazar Adrian Goldsworthy, Roma İmparatorluğu’nun yıkılışını anlatan bu kitabında süpergücün çöküşünün acı dolu yüzyıllarını inceliyor.Ülke dışındaki düşmanlara karşı yürütülen mücadelelerin yanında hiç eksik olmayan iç karmaşanın, 395’te imparatorluğun batı ve doğu olarak ikiye bölünmesine, imparatorluğun batı tarafının ise 476’da son imparatorunun darbeyle indirilerek yıkılmasına yol açması son 300 yıldır birçok isim tarafından işlenen bir anlatı olmasına rağmen Goldsworthy, bu dağılış sürecini muhteşem bir kalem maharetiyle sunabilen sayılı tarihçilerden biri. Roma İmparatorluğu’nu Gotlar, Hunlar ve Vandallar gibi “barbar” kabilelerin hırslarına karşı savunmasız kılan esas şeyin yapısal zayıflık ve özellikle de bitmek bilmeyen iç savaşlar olduğunu ileri sürerek aslında çok önceden başlamış olan bu süreci tüm aktörlerine hayat katıp titiz, girift ve merak uyandırıcı bir üslupla okura sunuyor.Sadece Roma İmparatorluğu meraklılarını değil tüm tarih okurlarının zevkle okuyabileceği Roma Nasıl Çöktü?, dışarıda ciddi hiçbir rakibi olmadığı halde, sadece Geç Antik Çağ’ın değil tüm dünya tarihinin en etkili devletlerinden birinin, yöneticilerinin ihtirasları, memurlarının kısa vadeli hesaplarını ve şahsi çıkarlarını öncelemeleri, bunlar dolayısıyla sonu gelmeyen idari, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıklar sonucunda nasıl çözülüp dağılabildiğini ayrıntılarıyla gözler önüne seren bir eser.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
Müellifinin ABD’yi merkeze alarak ve modern dünya ile kıyaslayarak Roma’yı anlatmaya giriştiği eserde bu medeniyetin Antik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar olan süreci farklı açılardan ele alınmıştır. Müellif “Bizans” adlandırmasını reddetmektedir. Doğu Roma yani Bizans’ın fethine kadar olan 1453 yılına kalıntıları kalan Roma’yı daha çok ABD’ye birazda Britanya’ya benzeten müellif Hunlara dolayısıyla Attila’ya da geniş yer ayırmıştır. Roma’nın çöküşünün aslında zayıf kaldığı dönemlerde barbarların saldırısıyla hızlandığı öne sürülürken birazda bu medeniyeti savunma içerisine girdiği de dikkat çekmektedir. Roma hakkındaki birçok iddialara da galat-ı meşhur şeklinde reddiyeler veren müellif bunu yaparken de nezaketini koruduğu görülmektedir. Karşılaştırmalı tarih metodunun biraz farklısını teknik olarak kullanan müellife göre sanırız Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Roma’nın takipçisidir. Aslında bunda da haksız değil. Öte yandan ona göre Roma vatandaşı olmanın önemi de sık sık vurgulanmıştır.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Müellifinin ABD’yi merkeze alarak ve modern dünya ile kıyaslayarak Roma’yı anlatmaya giriştiği eserde bu medeniyetin Antik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar olan süreci farklı açılardan ele alınmıştır. Müellif “Bizans” adlandırmasını reddetmektedir. Doğu Roma yani Bizans’ın fethine kadar olan 1453 yılına kalıntıları kalan Roma’yı daha çok ABD’ye birazda Britanya’ya benzeten müellif Hunlara dolayısıyla Attila’ya da geniş yer ayırmıştır. Roma’nın çöküşünün aslında zayıf kaldığı dönemlerde barbarların saldırısıyla hızlandığı öne sürülürken birazda bu medeniyeti savunma içerisine girdiği de dikkat çekmektedir. Roma hakkındaki birçok iddialara da galat-ı meşhur şeklinde reddiyeler veren müellif bunu yaparken de nezaketini koruduğu görülmektedir. Karşılaştırmalı tarih metodunun biraz farklısını teknik olarak kullanan müellife göre sanırız Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Roma’nın takipçisidir. Aslında bunda da haksız değil. Öte yandan ona göre Roma vatandaşı olmanın önemi de sık sık vurgulanmıştır.
Kronik kitaptan bu kitabın Sovyet versiyonunu da bekliyoruz