Dünyaya sözünü söyleyip çekilmiş millet olmak, Anadolu’dakilere uygun değildir. Ütopya’dan ya da hayallerden bahsetmiyoruz. Bugünden geriye bakarak kurduğumuz imgeler yığınıyla da pek ilgimiz yok. Nostalji postmodernlere uygun; Romantizm, kötü bir kelime; kuram, İslam gerçeğine aykırı… Kitapta ele alınanlar “şanlı tarihimiz”, “kahraman askerimiz”, “veli padişahımız”, “at sırtındaki ceddimiz” yaklaşımlarından uzak.
Tamam elbette ki burada belirli bir emek var saygı duymak gerekir ama ben özellikle sanki oradan buradan gelmiş, belirli bir geçmişi olmayan bir toplulukmuşuz gibi gösterilmemizi hiç hoş karşılamadım. Bazı kısımlar doyurucuydu ancak kimi kısımlar da belirttiğim üzere beni az da olsa sinirlendirdi.
Türk ırkının islamiyetle olan bağı sonrası “yeniden diriliş” yaşayıp milletleştiğini savunmak yerine ırkın olmadığını savunmak çok akıl kârı bir tutum değil. Üstelik Türk Milletinin islam ile bağını Avrupalıların kesmeye çalıştığından bahsederken yine Avrupalılardan alıntılayarak Türk diye bir ırkın olmadığını savunuyor. Kitabelerde geçen Türk’ün veya öncesinde Turuk gibi ifadelerin zayıf olduğunu ve bir siyasal üst kimlik olduğunu ifade ediyor. Oğuzların da Türklerle savaştığını ve bir Türk alt kimliği olup olmadığını da sorgularken İslamiyetle “yeniden” varolmuş ve bütünleşmiş Türk Milletini ırsi temellerinden koparıp eleştirdiği “özünden koparma” zihniyetine hizmet etmekte.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ercan Yıldırım, İslamcılık çalışan bir yazar. Alana ilgi duyanlar için.
Tarih genel kültür açısından iyi bir kitap
Açıkçası içindeki görüşleri pek doğru bulmadım, yine de okunabilir.
Tamam elbette ki burada belirli bir emek var saygı duymak gerekir ama ben özellikle sanki oradan buradan gelmiş, belirli bir geçmişi olmayan bir toplulukmuşuz gibi gösterilmemizi hiç hoş karşılamadım. Bazı kısımlar doyurucuydu ancak kimi kısımlar da belirttiğim üzere beni az da olsa sinirlendirdi.
Türk ırkının islamiyetle olan bağı sonrası “yeniden diriliş” yaşayıp milletleştiğini savunmak yerine ırkın olmadığını savunmak çok akıl kârı bir tutum değil. Üstelik Türk Milletinin islam ile bağını Avrupalıların kesmeye çalıştığından bahsederken yine Avrupalılardan alıntılayarak Türk diye bir ırkın olmadığını savunuyor. Kitabelerde geçen Türk’ün veya öncesinde Turuk gibi ifadelerin zayıf olduğunu ve bir siyasal üst kimlik olduğunu ifade ediyor. Oğuzların da Türklerle savaştığını ve bir Türk alt kimliği olup olmadığını da sorgularken İslamiyetle “yeniden” varolmuş ve bütünleşmiş Türk Milletini ırsi temellerinden koparıp eleştirdiği “özünden koparma” zihniyetine hizmet etmekte.