Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Attila ve Hunları

Kategori: Tarih Yazar: Ali Ahmetbeyoğlu Yayınevi: Selenge Yayınları

Attila ve Hunları

    Tanıtım Bülteni
    Orta Asya’nın bilinen ilk Türk devleti Hunlar, sonsuzluk hissi veren Bozkır coğrafyasının inşa ettiği düşünce dünyasının yanı sıra, at, ok ve hareketli hayat tarzının şekillendirdiği siyasi, askeri ve sosyo-ekonomik yapılarıyla geniş bir coğrafyaya hükmettiler. Çeşitli sebeplerle yeni bir yurt arayışına girdikleri için Kazakistan bozkırlarından batıya doğru yönelip Avrupa içlerine kadar ilerlediler. Hunların ilerleyişini, eşsiz ve benzersiz hızlarından dolayı yüksek dağlardan esen kasırgaya benzeten dönem yazarları, hızları ünlerinden önce giden bu topluluğun kökenine dair çeşitli yorumlarda bulunmuşlardı.
    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Attila ve HunlarıPDF6.23 MB İndir
    Attila ve HunlarıEPUB6.96 MB İndir
    Attila ve HunlarıMOBI5.49 MB İndir
    Attila ve HunlarıODF5.86 MB İndir
    Attila ve HunlarıDJVU7.32 MB İndir
    Attila ve HunlarıRAR4.76 MB İndir
    Attila ve HunlarıZIP4.39 MB İndir

    ALTERNATİF İNDİRME LİNKLERİ

    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Attila ve HunlarıPDF6.23 MB İndir

    Sponsorlu Kitaplar: Tamamı Ücretsiz 10 Kitap

    Kitap AdıFormatBoyutBağlantı
    Belki de Sevemedik - 1PDF6.23 MB İndir
    Belki de Sevemedik - 2PDF5.80 MB İndir
    Belki de Sevemedik - 3PDF6.10 MB İndir
    Sadece Allah'a Bırak - 1PDF5.10 MB İndir
    Sadece Allah'a Bırak - 2PDF5.50 MB İndir
    Sadece Allah'a Bırak - 3PDF5.80 MB İndir
    Bir Yudum AşkPDF4.75 MB İndir
    Dua Gibi SevPDF5.40 MB İndir
    Sessizlik Artık SensizlikPDF5.90 MB İndir
    Yüreğin Yorgunluk GörmesinPDF5.65 MB İndir

    Benzer Kitaplar




    Kitap Yorumları - (4 Yorum)


    Ali Ahmetbeyoğlu hocamız “Hun Tarihi Çalışmaları” konusunda ülkemizin önemli ve sayılı isimlerinden biridir. Zira bu alan, tarihçilik anlamında; bilhassa da Türk akademisi nezdinde, henüz emekleme aşamasında olduğundan ne yazık ki çalışma zenginliğine sahip olmadığımızı belirtmeliyiz. Gerçi bu durum yalnızca ülkemize özgü bir problem de değildir. Avrupa’da yüzlerce yıldır “Geç Roma Tarihi” ya da “Erken Orta Çağ” çalışmaları (yüzlerce yıl olmadıysa da “Geç Antik Çağ” çalışmalarını da bu gruba dâhil edebiliriz) yürütülüyor olsa da, genellikle bu çalışmalarda “Hun” konusu ekseriyetle ya teğet geçilmiştir ya da birkaç paragraftan öteye geçememiştir. Sadece bu ve benzeri bazı problemler dahi elimizdeki, görece kısa bir giriş olarak değerlendirilebilecek, kitabın önemini kavramak için yeterlidir.

    Kitabın içerik kısmına gelecek olursak; Önsöz, Giriş, Kaynakça ve Dizin hariç toplamda üç bölümden oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu bölümler: Avrupa Hunlarının Kökeni ve İlk Faaliyetleri (s.11-34), Hunların Başbuğu, Romalıların Efendisi, Tanrının Kırbacı: Attila (s.35-68), Avrupa Hunlarının Sonu ve Mirası (s.69-120) şeklinde devam etmektedir.

    Birinci bölümde (s.11-34); Hunların kökenine dair, Latince ve Yunanca yazılmış genel tarihlerin/kronografyaların tanıklığında, Türk ve Avrasya akademilerinin perspektifini yansıtan, iyi bir anlatı sunulmuştur. Kitap her ne kadar kısa bir giriş olarak tasarlanmışsa da klasik metinlere bolca yer verilmiş olması son derece önemlidir. Ancak bu noktada kesinliği belli olmayan ve bir hayli tartışmalı olan bazı konuların (Strabon ve Plinius’da geçen “Phuni” isimli halkın Hunlar ile bağdaştırılması yahut Ptolemaios’da “Hunlara” dair kayıtların varlığı meselesi gibi, s.13) olduğunu da söylememiz gerekir. Ayrıca bir başka mesele olarak “Asya Hunları” ve “Avrupa Hunları” konusuna değinmemiz gerekir. Tarihte “Avrupa Hunları” adlı siyasi bir teşekkül hiçbir zaman var olmamıştır. Bu isimlendirme mevzuu, kanaatimce, aslında ismi “Roma” olan devletin “Aydınlanma dönemi” düşünürleri tarafından “Bizans” olarak adlandırılmasına benzemektedir (bu benzetme sadece adlandırma konusuna ithafen yapılmıştır elbette gerekçeler farklıdır) ve daha çok epistemolojik bir tercih gibi gözükmektedir. J. D. Guignes’dan beri süregelen bu tartışmaya burada değinmeye gerek yok ancak “Hiung-nular” ile “Hunların” aynılığı meselesinin de tartışmalı olduğunu ve çözümün kurulan taraflı paradigmalardan öteye geçemediğini belirtelim. Konumuza tekrar dönecek olursak, köken konusundan hemen sonra ise Hunların tarih sahnesine çıkışları, göçleri ve faaliyetlerine değinilmiştir. Bu noktada referans kaynaklarının Ammianus Marcellinius, Olympiodoros, Priskos, Zosimos ve Iordanes olması anlatının güçlü noktalarındandır. Bölüm Rua’nın ölümüyle (s.30) sona ermiştir.

    İkinci bölüm (s.35-68); Attila’nın tarih sahnesine çıkışı ve ismi hakkındaki tartışmalar ile başlamaktadır. Özellikle isim konusunda birçok önemli bilim insanının görüşlerine yer verilmiş olması (s.35), okuyucu için, son derece kıymetlidir. Rua döneminde başlayan “Margus” görüşmelerinin (s.36) Attila tarafından neticelendirilmesinden sonra “Aetius” hakkında da bilgiler sunulmuştur. Bölümün devamında; Attila’nın Doğu Roma üzerine kurduğu siyaset (s.41), Balkan seferleri (s.43-7), imparator ve hadım Chrysaphius’un Attila’ya suikast girişimi ve Priskos’un dahil olduğu elçi heyetinin Attila’ya doğru yola çıkması (s.47-9), Batı Roma ile münasebetler (s. 49-53), Campus Mauriacus (Catalaunum olarak da bilinir) Savaşı (s.53-63) ve Attila’nın ölümü (s. 63-8) ile bölüm sonlandırılmıştır. Birinci bölümde olduğu gibi bu bölümde de Latin ve Yunan kaynaklarından beslenilmiş ve hatta Campus Mauriacus Savaşı hakkında bazı arkeolojik verilerin (s. 57) kullanılmasıyla son derece güçlendirilmiştir.

    Üçüncü bölüm (s.69-120); bölüme giriş yapmadan hemen önce Hunlara dair arkeolojik materyalin bulunduğu mekânlar ile Hunların muhtemel sınırlarını gösteren bir haritanın sunulduğunu söyleyelim. Bu bölümde; Attila’nın ölümünden sonra oğulları arasındaki kavgalar ile oğullarının Roma (ve diğerleri) ile mücadeleleri yahut faaliyetlerinin konu edilmesi (s. 71-6), Bulgarların oluşumu konusunda İrnek ve dolayısıyla Hunların rolü (s. 76-8), Avrupa destanlarında Attila simgesi (s.78-88) ve Hun teşekkülünün siyasi, idari, askeri ve sosyal yapıları (s. 88-120) hakkında bilgiler bulunabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca bölümün sonunda Hun arkeolojisi ve buluntular hakkında da küçük bir giriş yapılmış, bazı buluntular görseller eşliğinde istifademize sunulmuştur.

    Sonuç olarak kitabı faydalı bulduğumu, derinlemesine okuma yapmak isteyenler ya da meraklı kimseler için iyi bir başlangıç olarak değerlendirilebileceğini söyleyebilirim. Kitabın sonuna eklenen “Kaynakça” ile sonraki okumalara yönlendirilmesi ile “Dizin” bölümünün eklenmesi kitabı son derece efektif bir hâle getirmiş. Elbette kitapta dipnotların olmaması okuyucu için bir zorluk olabilir fakat kitabın “bilgi serisinden” çıktığını ve muhtevası gereği bunun doğal olduğu unutulmamalıdır. Birinci bölümde işaret ettiğim bazı tartışmalı meseleler için farklı isimler ile (Otto J. Maenchen-Helfen, E. A. Thompson, C. Kelly, Gumilöv, Hyun Jin Kim, G. Nemeth, O. Pritsak, L. Rasonyi vb) karşılaştırmalı okunursa okuyucu bu soru işaretleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilir. Bunlar haricinde baskı ve kağıt kalitesi son derece iyi anlatım ise akıcıdır. Selenge Yayınları’nı, son dönemlerde ortaya koyduğu tüm işler için, kutlamak gerekir. Gerçekten harika bir ekip oluşturdular, çok önemli kitapları bizlerle buluşturuyorlar ve anlaşılan buluşturmaya da devam edecekler. Teşekkür ediyoruz!

    Herkese bol kitaplı, sağlıklı günler!


    Attila Türk tarihinin önemli komutanı…


    Avrupa Hunlarına dair bu zamana kadar birçok çalışma yapıldı. Bu eserde yine bu konu hakkında yazılmış eserler içerisinde en iyi özetlerden birini oluşturuyor.


    Avrupa Hunları üzerine özet bir kitap

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    *

    *

    *