Bir Ölünün Anıları

Kategori: Edebiyat Yazar: Mihail Bulgakov Yayınevi: Pinhan Yayıncılık

Bir Ölünün Anıları

Tanıtım Bülteni
Bulgakov, devrimin yediği çocuklardan biri.Bir Ölünün Anıları Ekim Devrimi’nin hemen ertesinde geçiyor. Bu kitap, bir dönemi, bir sınıfı alaşağı eden devrimin, onun bürokratik aygıtlarının ketum, baskıcı, ölümcül yüzünden nasıl medet umduğunun güncesi niteliğinde... Roman ve tiyatro yazarı Bulgakov’un özyaşamından kesitler taşıyan bu “teatral roman”daki olaylar ve karakterler Türk okurlara/yazarlara da oldukça tanıdık gelecek. Az biraz sahne dünyasının tozunu, kitapların tutkalını solumuş okur-yazar, bu yarıda kalmışa benzeyen romanı kendi zihninde tamamlamakta hiç zorluk çekmeyecek.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Bir Ölünün Anıları PDF 6.23 MB İndir
Bir Ölünün Anıları EPUB 6.96 MB İndir
Bir Ölünün Anıları MOBİ 5.49 MB İndir
Bir Ölünün Anıları ODF 5.86 MB İndir
Bir Ölünün Anıları DJVU 7.32 MB İndir
Bir Ölünün Anıları RAR 4.76 MB İndir
Bir Ölünün Anıları ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Bulgakov, devrim sonrasında ülke politikasına uygun eserler vermeyince aforoz edilen, kitapları yasaklanan bir yazar. Stalin’e yazdığı mektubun ardından tiyatronun kapıları kendisine biraz olsun aralansa da başarısını görecek kadar uzun yaşayamıyor. Kara mizahla yerdiği Sovyet rejiminin yıllar süren sansürü sona erince kendiliğinden bir hareket çekme durumu oluşmuş olmalı.

Otobiyografik özellikler taşıyan bu romanda Sergey Leontiyeviç Maksudov’un günlüklerini okuyacağız. Maksudov intihar etmeden önce defteri anlatıcıya gönderiyor, anlatıcı bölüm başlıklarını belirlemek dışında metne dokunmadığını söylüyor. Ulan sen yazdın ya zaten metni Bulgakov. Oynama okurla.

Maksudov, Nakliyat gazetesinde redaktör olarak çalışırken tek göz evinde, onca dağınıklığın içinde bir roman yazıyor ve edebiyattan anlayan arkadaşlarına romanı okutuyor. Yazarların da olduğu bir partiye davet ediliyor, orada romanı inceleniyor. Kitabının kuruldan asla geçemeyeceği, dilinin zayıf olduğu, aşırı iğneleyici şeyler yazdığı falan söyleniyor, beğenmiyorlar romanı ama aslında pek beğeniyorlar. Kıskançlık. Adam yıkılıyor, arkadaşının silahını çalıp intihar etmek üzere eve geliyor. “‘Her şey kesinlikle aynı ve her şey kesinlikle doğru,’ dedim sert bir biçimde.” (s. 23) Bazen aynılığın beyninizi oymaya başladığını hissetmez misiniz? Metaforlara son, Maksudov beynini gerçekten oyacaktı. Silahın soğukluğunu da hissetmişti, hatta alt kattaki gramofondan Faust’un çığlıklarını bile duyuyordu. Yaratmıştı ve geriye yıkım kalıyordu. Dramatik bir son olurdu, kapı çalmasaydı.

Yetkili bir abi gelir, Maksudov için kötü ruhtur o. Belki de her şeyin sona ermesi daha iyi olacaktı ama öyle olmadı. Abi romanın nefis olduğunu, basılacağını söyler. Karşılığında çok az bir miktar ödeme yapılacaktır, Maksudov bütün koşulları kabul eder ve parayı alır. Ruhunu satmıştır, geriye dönemeyeceği bir yola girer.

Devamı tam bir kara mizah. Sanata bürokrasi karışınca olan şeyler. Maksudov parasını zamanında alamaz, işine geri döner, sonra bir oyun yazması istenir ve işini gücünü bırakıp oyunu yazar. Tiyatrodaki yöneticilerle, oyuncularla tanışır. Cins insanlar. Çoğu yaşlıdır, kendilerine uygun bir rol yazmadığı için Maksudov’a kıl olurlar, her türlü zorluğu çıkarırlar. Oyunu teslim ederken imzaladığı sözleşmeye göre Maksudov, oyun üstündeki çoğu hakkından vazgeçer. Oyunun sahnelenmeyeceğini öğrenince sözleşme yüzüne dayanır, başka bir yerde oynatması mümkün değildir. Tiyatroya küser, işine geri döner ve uzunca bir süre hiçbir şeyle uğraşmaz. Bir gün oyunun sahneleneceği haberi gelir falan. Zort diye de biter kitap.

Kıl bir tiyatro müdürü var, Stanislavski olduğu söyleniyor. Katı bir adam, biraz da aksi. Diğer karakterlerin bazıları da dönemin gerçek kişileri. Bulgakov iyi bir dökmüş zehrini bunlara. Bir şeyler karalayan, karalamak isteyen herkes okumalı aslında bunu. Umudunuz kırılınca, yenilince devam edin. Mephisto’ya rağmen.


bulgakov sovyet döneminin gölgede kalmış çok önemli bir yazarı. diğer kitapları kadar olmasa da önemli bir kitap.


Yer yer sıkılsam da okunabilir. Ama yazarın özellikle “Usta ile Margarita” eseri okunmalı.


Belki Bulgakov’ u çok sevdiğimden objektif yorum yapamıyorum. Ancak çok güzel bir eser.


Aşağılanmışları kurtarmak adı altında onları yeniden aşağılamanın ve bürokrasi çıkmazının anlatıldığı ve diğer Bulgakov’un romanlarına selam çakarken yanına birde Zoşçenko’nun Eve giderken kitabının eklenmesi gereken kitap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*