Fikret Başkaya’nın “Çığırından Çıkmış Bir Dünya” adındaki kitabını okuyanların “Zıvanadan Çıkmış Bir İnsan”a dönüşeceğinden emin olduğum için bu kitap hakkında yazıp yazmama konusunda oldukça kararsız kaldım, diyebilirim. Hem, suçu ve suçluyu övmek diye bir suçtan hüküm giymeyi de göze alacak kadar cesur olmak da gerekiyordu. Malumunuz, Fikret Başkaya, yazdığı kitapların üzerinden bir defasında on yıl, bir başka seferinde on dört yıl geçtikten sonra yargılanıp hapislere düşmüş biridir. Olur da, yirmi veya kırk yıl sonra bu kitabına da dava açılır ve bir de ceza alırsa, yandığımın resmidir. Bunun yanında, kitabı okuyup da tansiyona bağlı beyin kanaması veya kalp krizi geçiren okuyucuların ailelerinin, benden yüklü tazminat talep edebileceğini de hesaba katmak zorundaydım. Ne var ki, birinci körfez savaşında, merhum başbakanımız bir koyup üç almak isterken nasıl üçün birini almak zorunda kaldıysa, böyle bir istekle karşıma çıkacakların da aynı neticeyle karşılaşacağından eminim. Kitap tanıtımı yapmakla, bir yerde beynimde zekanın kırıntılarından eser kalmadığını da anlamış, üstelik bunu dosta düşmana da ispatlamış oluyorum. Hiçbir çıkar gözetmeden, samimi ve içten duygularla böyle bir işe kalkışmanın başka bir anlamı olabilir mi? Gazetelerin kitap eklerinde veya medyanın satılık kalemşörlerinin kendi sütunlarında bu işi ne kadar yüksek bir ücretle yaptığını bilmeyeniniz yoktur. Baştan da dediğim gibi, ne de olsa “zıvanadan çıkmış bir adam”ım. Lütfen, beni doktorun “kendi haline bırakın,” dediği adamlardan birisi kabul edin.Kitap gibi bir kitap, insana bir şeyler vermeli, okuduktan sonra “ben artık eskisi gibi değilim,” diyebilmeliyiz. İşte, okuyucusunu zıvanadan çıkartacağına inandığım bu kitap aynen bu tanıma uyuyor.Şu anda cennette Adem babayla karşılıklı şarap içtikten sonra hurileri kovaladığını düşündüğüm rahmetli babamla yaşıt, benim doğduğum yıl Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olan Fikret Başkaya, kitabının girişinde, Julien Benda’nın “ Entelektüelin misyonu, dünyanın efendisi haline gelmiş haksız ve yanlış karşısında, cümle alem diz çökerken bile, ayakta kalıp, ona insanlık bilinciyle karşı çıkmaktır.” sözlerine yer vermiş. Amerika’nın keşfinden sonra, kıta nüfusunun 60 yılda 80 milyondan 10 milyona nasıl indiğini; sömürenlerin yönetme işini günümüzde yerli unsurlarca yaptığını; Pozitivizmin eleştirisini; doğu despotizminin incelenmesini; Avrupalının İslam’a nasıl baktığını; Marksizmin sözde Marksistler tarafından nasıl tahrif edildiğini; kapitalist sistemde işçinin özgürlüğünden ne anlaşılması gerektiğini; artı değerin ne olduğunu; liberallik ve neo-liberalliğin detaylarını; yapısı gereği sürekli realizasyonlar yapmak zorunda olan kapitalizmde krizlerin gerçekte birer gençlik aşısı olduğunu; borsa ve sermaye piyasalarının işlevlerini; çokuluslu şirketlerin satın aldıkları şirketler vasıtasıyla ülkelerin ekonomilerine verdikleri zararları; yoksul ülkelerin yaklaşık 15-20 bin dolar maliyetle yetiştirdikleri elemanlarının emperyalistlerce ucuza çalıştırılırken, kendi elemanlarının o ülkelerde astronomik fiyata çalıştırılarak buna teknoloji transferi denildiğini; tohumlarından bir sonraki yıl yararlanılamayan genetiği değiştirilmiş bitki tohumlarının üçüncü dünya ülkelerine yüksek fiyatlarla satılarak her yıl yeni tohum almak zorunda bırakılmasını; Amerikan emperyalizminin yükselişinin hikayesini, 1898 yılında İspanya’ya açılan savaşla ( 13 yıl sonra, Amerikan savaş gemisinin iddia edildiği gibi İspanyollar tarafından yerleştirilen mayınla değil de makine odasındaki patlamadan kaynaklanan kazadan infilak ettiği anlaşılmıştır,) Irak’ın işgalinde uydurulan bahanelerin aynı olmasını; Irak işgalinin perde arkasını; demokrasinin anlamını ve eski Yunanlılardan itibaren uygulanışını; ABD ekonomisinin yükselişi için düşük dolar kuru uygulanmasını; ekonomiyi devletleştirip, siyaseti bürokratikleştirdikleri için başarısızlığa uğrayan Sovyetler Birliğinin analizini; ekolojik dengelerdeki değişimlerin dünyamızı nasıl bir felakete sürüklediğini; dejenere olmuş spor ve sanat kavramlarını merak ediyorsanız, bu kitap size hitap ediyor.