Diş ile Düş Arasında

Kategori: Edebiyat Yazar: Müge Sandıkçıoğlu Yayınevi: Potkal Kitap Yayınları

Diş ile Düş Arasında

Tanıtım Bülteni
Virginia Woolf, “Kendine Ait Bir Oda” isimli kitabında kadınlara demiş ki: “…Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..” Ben “cinsiyetler ne der?”, diye düşünmeden sadece yazmakistedim. Ama önce ve hep para kazanmak gerekti, boş zaman bulmak zordu. Ne zaman ki, çocuklar boy attı, her şey çorap söküğü gibi aktı gitti. Odam da oldu, boş zamanlarım da. Yazmak yaşamım oldu. Ne mi var bu kitabın içinde? Hepimize dokunan anların sadece benim dilimden yazılmış halleri var.Dün var, bugün var, yarın var…Mizah var, hüzün var...Çocukluk var, ergenlik var, olgunluk var…Doğum var, yaşam var, ölüm var…“Keşke” var, “iyi ki” var…Bu kitabın size “Evet, evet bunu ben de yaşadım/hissettim/hissettirildim…” dedirtmesini istiyorum. Okuduğunuz her anda benimle sohbet eder gibi okumanızı diliyorum. Müge Sandıkçıoğlu“Okuduklarımda en çok ortaya koyduğun samimiyet ilgimi çekti. Okurla sohbet etmeyi tercih eden bir havan var. Bu duruş da başlangıç için bence çok doğru. ...Yazmak, yılmadan yazmak gerekiyor. Ben umutluyum, hem de çok umutlu.”Mario Levi
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Diş ile Düş Arasında PDF 6.23 MB İndir
Diş ile Düş Arasında EPUB 6.96 MB İndir
Diş ile Düş Arasında MOBİ 5.49 MB İndir
Diş ile Düş Arasında ODF 5.86 MB İndir
Diş ile Düş Arasında DJVU 7.32 MB İndir
Diş ile Düş Arasında RAR 4.76 MB İndir
Diş ile Düş Arasında ZIP 4.39 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Kitap Yorumları - (5 Yorum)


Yitik Ülke Yayınları var, bildiniz? Kapakları ilginç hani. Görseniz garanti bilirsiniz.
Müge Sandıkçıoğlu’nun denemeleri. Arka kapağa Mario Levi’nin yazara destek verici cümleleri alınmış. Güzel de olmuş; bir yazarla tanışırken referans önemli. Sandıkçıoğlu’nun referansı gayet sağlam, Mario Levi’nin ve Murat Gülsoy’un yaratıcı yazarlık atölyelerine katılmış. Diş hekimiymiş, yazıdır çizidir pek severmiş, blog sahibiymiş, böyle şeylermiş.

Zannediyorum ki yazılar kronolojik olarak dizilmiş, çünkü ilk bölümler pek parlak değil. Nasıl diyeyim, üniversitede bir hocamız vardı ve sonradan öğrendiğime göre çoğu hocanın yaptığı bir şeyi yapardı: Heyecanla bir şeyler anlatan öğrencisini dikkatle dinledikten sonra, “Evlat, ilginç şeylerden bahsediyorsun ama bilmediğimiz/farklı bir şeyden bahsetmiyorsun,” derdi. Biraz böyle; mesela yazma güdüsü, yabancılaşma, kendini bulma çabası, hayat-bir-tiyatro-ve-hepimiz-oyuncuyuz gibi metaforlar. Eyh diyoruz ama fark ediyoruz ki olay başka bir boyuta doğru kaydı kayacak. Bir şeyler geliyor ağır ağır, o yüzden şevk kırılması yaşamadan okumayı sürdürüyoruz. Zaten giriş bölümünde yazarın düştüğü notla beklentilerimizi aşırı yükseltmediğimiz için bir sıkıntı olmuyor.

O gelen şey, Biraz Gülse Birsel, biraz Gani Müjde kokan nefis yazılar. Kronolojik diye tahmin etmemin sebebi bu; Sandıkçıoğlu sonradan, yaza yaza açılmış sanıyorum. İkinci kitabı da çıkmış, daha yeni. Onu da okurum umarım.

90 küsur sayfa bir şey, maksimum iki saatte okursunuz. Kafa dağıtmak için birebir.


incecik bir olmasına rağmen içinde çok şey barındıran nadir kitaplardan


çok keyifli minik hikayeler barından hoş bir kitap.


Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen sevilmesinin , akıcı anlatımının yanında en önemli değeri : SAMİMİYET.Yazılanlar bildiğimiz değerlerden oluşuyor ama anlatımının içine tarih bilgisi,zaman bilgisi ve sevgi ile yerleştirilmiştir harika kelimelerle oluşturulmuş sıcacık cümleler var.İçinizde bir çok duyguyu yumuşak,eğlenceli,ha bende yaşamış aynı duyguları hissetmiştim dedirten iç dünyanıza harika bir ayna tutmuş.Empatiyi bırakmamış yazar yazdıkları öyle hakiki duygulanım ile kağıda dökülmüş ki yeri gelince buruk hüzünlü sayfalarda gözlerini doluyor , bazı sayfalarda Siz çok yaşayın Müge Hanım demekten kendimi alamadım.Gülmek istediğim sayfaları ayraçlarla işaretledim başucu kitabı yapacağım.Kesinlikla alın , okuyun , hediye edin.Yüzünüzden gülücük kalbinizde sevgi ile kitaplı kalın..


Bu nasıl bir kitaptır böyle ?? Bazı satırlarını elimde mendil gözlerimi,burnumu çeke çeke okudum,bazı satırlarında kıkır kıkır güldüm…Bazı satırlarında farkında olmadan ayağa kalkıp odada volta attım…Biri benim iç sesimi duymuş,ben bu duyguları neredeyse aynı cümlelerle yaşadım hatta yaşıyorum yoksa bu kadın benim ruh kardeşim mi??….Mine Sandıkçıoğlu bir diş hekimi…On yıl boyunca yazdıklarını derlemiş toplamış,Diş ile Düş Arasında yoğurmuş,anlaşılan kendi de epeyce yoğrulmuş sonunda ”Benim de bir kitabım olsun”demiş,hatta sadece ”benim de olsun” dememiş de ”bu yazdıklarımı okuyan birileri de – vay be nasıl bir rahatlamaymış bu yazma işi – der de,kaleme sarılır” demiş,hani şöyle karşımda olsa elimi kendisine uzatıp,kendisini kuvvetlice kendime çekip şöyle sımsıkı sarılmayı isteyeceğim bir kadın insan……Sevgili kadın arkadaşlarım eğer ki okumayı seviyorsanız lütfen edinin bu kitabı…Ve erkek arkadaşlarım -özellikle kadınları yalnızca bedenleri ile değil ruhlarıyla da seven erkek arkadaşlarım- siz de edinin lütfen….Çünkü anlaşılmak,anlaşıldığını hissetmek,anlaşılmaya çalışıldığını fark etmek insanın kendini tamamlamasının,tanımlamasının en etken hali…Gelin bu kırklı yaşlarındaki genç yazara _bu ilk kitabı_ destek olalım…İkinci kitabı için on yıl beklemesin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*