‘’Bu kitap üç arkadaşın öyküsünü, devlet rejimlerinde korkunun oynadığı rol ve din konusunun toplumsal psikoloji üzerindeki etkileri ile çok yönlü düşünülmesi gereken Sünni-Alevi çatışmalarının başlangıcını anlatan konularla doludur. Kitapta Ömer Hayyam ve Nizâmülmülk konuları da geniş olarak ele alınmıştır. Hasan Sabbah’ın öldüğü 1134 yılına değin Alamut Kalesi kalkanında, saldırılarını sürdüren Nizâri örgütü 1256’da Hülâgu Han’ın Alamut Kalesi’ni patlatması sonucu yıkılarak, bütün Batınilerin kılıçtan geçirilmesiyle tarihteki yerini almıştır. Hasan Sabbah stratejisi düşünülürse. Günümüzde bile uygulanan bir strateji durumudur. Dikkatli okurlar bu durumu günümüzde yaşanan bir konuyla bağdaştıracaktır. Bizlere yakışan ise kardeşçe yaşayabilmektir.
Hasan Sabbah’ın kim olduğunu ve adını tarihe nasıl yazdırdığını, yaşayışını ve hayatını merak edenler açısından hikaye tadında güzel bir eser olmuş. Kitapta ana hikaye bitiminden sonra da konu hakkında bazı tarihsel bilgilere yer verilmiştir. Meraklılarına ve konuya ilgi duyanlar için de ‘Amin Maalouf – Semerkant’ , Dr. Orhan Yeniaras – Alamut Kalesi’ , Vladimir Bartol – Fedailerin Kalesi – Alamut ‘ kitaplarını da okumalarını tavsiye ederim.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Hasan Sabbah’ın kim olduğunu ve adını tarihe nasıl yazdırdığını, yaşayışını ve hayatını merak edenler açısından hikaye tadında güzel bir eser olmuş. Kitapta ana hikaye bitiminden sonra da konu hakkında bazı tarihsel bilgilere yer verilmiştir. Meraklılarına ve konuya ilgi duyanlar için de ‘Amin Maalouf – Semerkant’ , Dr. Orhan Yeniaras – Alamut Kalesi’ , Vladimir Bartol – Fedailerin Kalesi – Alamut ‘ kitaplarını da okumalarını tavsiye ederim.