OSPREY Büyük Komutanlar Serisi 7Tarihin en büyük komutanlarının yaşam öyküleri, muharebe tecrübeleri, uyguladıkları taktikler ve stratejiler…Dünya tarihinin en büyük komutanlarını tüm yönleriyle inceleyen OSPREY Büyük KomutanlarSerisi, Heinz Guderian ile devam ediyor…Genç Heinz, 13 yaşında subay olmaya karar verdiğinde İkinci Dünya Savaşı’nın en şöhretli tank komutanlarından biri olacağını tahmin edemezdi elbette.Asker bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Heinz Guderian’ın orduya katılması sürpriz olmadı. Birinci Dünya Savaşı sürecinde muhabere ve telsiz iletişimi konusunda kendini yetiştiren ve dört başı mamur bir karargâh subayı olma azmiyle didinen Guderian, iki savaş arası dönemde zırhlı birlik savaşının gelişimi üzerine derinlemesine çalıştı. İkinci Dünya Savaşı’nın başında ise önce Polonya’da, ardından da Fransa’da kıtaları başarıyla sevk ve idare etti. Guderian savaşın bu döneminde sergilediği performansla yalnızca becerikli bir kurmay subay değil aynı zamanda yırtıcı bir arazi komutanı olduğunu da kanıtladı. Bunun üzerine emrindeki birlikler gelmiş geçmiş en büyük işgal girişimi olan Barbarossa Harekâtı’ndan önce Panzergruppe seviyesine yükseltildi. Harekâtın başlamasıyla birlikte Guderian’ın zincirlerini salıverdiği Alman tankları âdeta aç kurtlar gibi Rusya’nın engin topraklarına atıldı ancak 1941’in sonlarına doğru savaşın başından beri sürdürülen taarruz ivmesi yavaşlama emareleri gösteriyordu. Guderian’ın askerlerini yitirmek istemediği için Hitler’in emirlerini dinlemeyip geri çekilmesi ve bu yüzden Hitler tarafından görevden alınması da bu döneme denk gelir. Ancak Guderian için belki de henüz her şey yeni başlıyordu. İşlerin zora girdiği Mart 1943’te Zırhlı Birlikler Genel Müfettişi olarak görevlendirilen kurt generalden çok hayati bir talepte bulunuldu: Çorak Rus topraklarında hırpalanıp bitap düşen Alman panzerlerini eski görkemine kavuşturmak. Bu hedef uğuruna çok büyük yetkilerle donatılan Guderian derhal kolları sıvayıp işe koyuldu fakat geçen dört yılda pek az şey eskisi gibi kalmıştı. Temmuz 1944’te Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na da atanan Guderian o dönemde Almanya’nın en güçlü kişilerinden biri haline geldi ancak görkemli “Panzer Generali”nin bile Almanya’yı bekleyen karanlık akıbeti engellemek için yapabileceği çok az şey vardı.Bu çalışma Guderian’ın askerî yaşamına derinlemesine nüfuz etmekle birlikte onun gençliğine, başarılarının ardında yatan kişisel özelliklere, Erwin Rommel gibi “yıldız” komutanlardan ayrıştığı noktalara, Hitler ve Nasyonal Sosyalizm ile ilişkisine ve “Panzer birliklerinin babası” olduğu yönündeki efsanenin perde arkasına odaklanıyor. Guderian gerçekten de Alman zırhlı birliklerini inşa eden yegâne isim miydi? Bir Naziperver mi yoksa dönemin şartlarını kendi çıkarına göre kullanan bir fırsatçı mıydı? Savaşın ardından yayımlanıp yüksek satış rakamlarına ulaşan hatıralarında neleri itiraf edip neleri anlatmayı “gerekli görmedi?” Resimler, görseller ve detaylı haritalarla desteklenen bu çalışma okura belgesel havasında bir yolculuk sunuyor.
TÜRKİYE'DE BİR İLK: TAMAMEN YASAL ÜCRETSİZ PDF KİTAP ARŞİVİ
%100 Yasal • Hızlı Erişim • Telifsiz Eserler
Türkiye’nin tamamen yasal ve ücretsiz e-kitap kütüphanesi; roman, deneme, kişisel gelişim gibi pek çok kategorideki eseri tek çatı altında sunar. Kitapları doğrudan tarayıcınızda çevrimiçi okuyabilir veya tek tıkla PDF formatında indirerek çevrimdışı keyfini çıkarabilirsiniz. "Popüler", "En Çok İndirilenler" ve "Yeni Eklenenler" sekmeleri ile zengin kategori-yazar listeleri, aradığınız başlığa saniyeler içinde ulaşmanızı kolaylaştırır. Opsiyonel kayıt/giriş sistemi ise okuma geçmişinizi saklar ve favori eserlerinize hızlı erişim sunar.
Su gibi akan duru bir Türkçe… Böylesi güzel bir çeviri için Barbaros Uzunköprü Beyefendi’ye ne kadar teşekkür etsek az olur. Bir okur olarak üslubunu çok beğeniyor ve çevirdiği metinleri keyifle okuyorum. Pier Paolo Battistelli’nin konuyu ele alırken ki tutumunu çok beğendim. Konuyu bir tarihçiye yaraşır yetkinlik ve soğukkanlılıkla ele aldığı aşikar. Rommel ve Guderian kitaplarından tecrübe ettiğim kadarıyla her ikisi de bilimsel bir çalışmanın niteliğine gölge düşürecek ideolojik bakış açılarından azade dengeli birer anlatı. Tavsiye ediyorum.
Alman tank birliklerinin “babası” Guderian’ın mekanize birliklerin başarısında oynadığı rol anlatılırken, azimli bu Nazi subayının hayat öyküsü yanı sıra yazarlık kariyeri de çalışmada zikredilmiş. Savaş bittiğinde birçok Nazi subayı tutuklanıp hatta idam edilirken Guderian’ın Moskova’nın ısrarına rağmen salıverildiğini hatta huzur içinde ülkesinin topraklarında yaşadığını görüyoruz. Nazi panzerlerinin yani tankların savaştaki başarıları yadsınamaz. Bunun böyle olmasındaki başarının sırrı Heinz Guderian’dı elbette.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Su gibi akan duru bir Türkçe… Böylesi güzel bir çeviri için Barbaros Uzunköprü Beyefendi’ye ne kadar teşekkür etsek az olur. Bir okur olarak üslubunu çok beğeniyor ve çevirdiği metinleri keyifle okuyorum. Pier Paolo Battistelli’nin konuyu ele alırken ki tutumunu çok beğendim. Konuyu bir tarihçiye yaraşır yetkinlik ve soğukkanlılıkla ele aldığı aşikar. Rommel ve Guderian kitaplarından tecrübe ettiğim kadarıyla her ikisi de bilimsel bir çalışmanın niteliğine gölge düşürecek ideolojik bakış açılarından azade dengeli birer anlatı. Tavsiye ediyorum.
Alman tank birliklerinin “babası” Guderian’ın mekanize birliklerin başarısında oynadığı rol anlatılırken, azimli bu Nazi subayının hayat öyküsü yanı sıra yazarlık kariyeri de çalışmada zikredilmiş. Savaş bittiğinde birçok Nazi subayı tutuklanıp hatta idam edilirken Guderian’ın Moskova’nın ısrarına rağmen salıverildiğini hatta huzur içinde ülkesinin topraklarında yaşadığını görüyoruz. Nazi panzerlerinin yani tankların savaştaki başarıları yadsınamaz. Bunun böyle olmasındaki başarının sırrı Heinz Guderian’dı elbette.