Kuşkusuz her ulusun Hitleri hemen her çağda olmuştur ama onların hiçbiri Almanya’da olduğu gibi bütün halkı arkasına alıp, ulusal bir cinnet hali olan toplu yakma gösterisi düzenleyememişti. Goethe’nin, Beethoven’ın, Karl Marx’ın ülkesi nasıl oldu da böyle korkunç, insanlık düşmanı bir rejime gözyumda? Tarihsel açıdan bakıldığında faşizm düşüncesinin köklerinin 19.yüzyıl ırkçılığında, yüzyılın dönüm noktası olan şövenizmde ve I.Dünya savaşının sonuçlarında olduğu anlaşılmaktadır. Faşist hareketin 1960’lı yıllardan günümüze kadar “Yeni Sağ” adı altında nasıl örgütlendiklerini ve “çok kültürlü Toplum” (Multicultural Society) tasarımlarını nasıl engellediklerini araştırmaktadır yazar. Alman faşizminin bugünkü hedefi Almanya’da yaşayan “yabancı” işçilerdir. “Demokrasi ve insan hakları savunucusu” Almanya niçin saldırılara sessiz kalmaktadır? Almanya’da yaşanan kabus hepimizin kabusu olup karşımıza çıkmaktadır. Aslında aynı kabusu farklı boyutlarda her toplum yaşamıyor mu? Bu araştırmada yazar, hepimizin kabusu olan faşizm virüsünün sosyal ve siyasi köklerini inceliyor. Bizlere Alman “Yeni Sağ”ının tarihini anlatıyor.