Işığın Kalbi

Kategori: İslam Yazar: Said Türkoğlu Yayınevi: Gaye Kitabevi Dağıtım

Işığın Kalbi

  • Yayın Tarihi: 31.12.2004
  • ISBN: 9789758861910
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 276
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 15 x 22.5 cm
Tanıtım Bülteni
Mevlanadan özlü sözler.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Işığın Kalbi PDF 11.46 MB İndir
Işığın Kalbi EPUB 12.80 MB İndir
Işığın Kalbi MOBİ 10.11 MB İndir
Işığın Kalbi ODF 10.78 MB İndir
Işığın Kalbi DJVU 13.48 MB İndir
Işığın Kalbi RAR 8.76 MB İndir
Işığın Kalbi ZIP 8.09 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Kitap Yorumları - (1 Yorum)


Işığın Kalbi’nde, Mesnevi’den A’dan Z’ye 155 konu başlığında özlü sözler derlenmiş. Her söz, üzerinde uzun uzun düşünülecek, konuşulacak veya yazılabilecek kıvamda tabii ki… ve her bir söz, günümüze de, Mevlana’dan dolayısıyla iman/inanç ışığının yansımasından reçeteler sunuyor … Kendi ifadeleriyle M. Said Türkoğlu’nun hayatından duraklar: “Eleşkirt doğumluyum. Orta öğrenim Ağrı’da. İzmir’de bir yüksekokul. Kayseri’de Edebiyat öğrenimi. Sivas’ta Yüksek Lisans. Sivas, Kayseri, Van, ve Malatya illerinde özel eğitim-öğretim kurumlarında hizmet. Halen Malatya’da çalışmaktayım. 16 yıllık öğretmenim. Bu arada, Sivas’ta 10 sayılık Martı dergisi, 10 sayılık Irmak Yazıları, Kayseri’de 43 sayılık Yitik Düşler dergisi, genel yayın yönetmenliği vs. bilumum işlerde koşturma… Bir çocuk hikayeleri kitabı (Gonca Yayınları’ndan) ve yayımlanmamış bazı dosyalar.” GİRİŞ’TEN BAZI BÖLÜMLER:‘Mesnevi’ denince çoğu kimsenin aklına yalnızca ‘hikaye’ geliyor, halbuki asıl, Mesnevi’deki hikâyelerin başında ve sonunda yer alan beyitlerin derin anlamlarına dikkat çekilmelidir. Kanaatimizce, Mavlana hazretleri asıl bu mesajlar amacına ulaşsın diye işin içine hikayeleri katmıştır. Ne yazık ki günümüzde daha çok, mânâsından koparılmış kuru kuru hikayeler ortalıkta dolaşmaktadır. Uzun bir yolculuktasınız, iki yanınızdaki tabiat güzelliklerini seyrede seyrede ilerliyorsunuz. Ve yolunuzun bazı menzillerinde alımlı mücevherlerle karşılaşıyorsunuz, yolculuğunuz hep bu güzel karşılaşmalarla devam ediyor. Bu uzun yolculukta kimi zaman yoruluyor, önünüze çıkan bazı mücevherleri fark edemiyorsunuz ve onlardan faydalanamıyorsunuz, böylece yol yorgunluğu, dikkatinizin dağılması, yoldaki mücevherlerin önemli bir kısmından sizi mahrum ediyor. Uzun Mesnevi okumalarının sonunda tamamlanmış bu çalışmada, Mesnevi yolculuğu boyunca yolumuza çıkan bütün mücevherler bir araya getirilmiştir. Ve altı ciltlik hacimli eserdeki hikemî cevherler konu konu tasnif edilerek bir mânâ ve duyarlık sofrası şeklinde, kavrayışı sıkı okuyucunun faydasına sunulmuştur. “Kavrayışı sıkı okuyucu” diyorum; çünkü bu özdeyişlerden ancak nitelikli ve sabırlı okuyucu yeterince faydalanabilir. Zora talip olan ve adamakıllı bir söz sarhoşluğunu göze alan bu sofraya buyursun!………………………“Okuma” denince içinde tatlı bir iştiyak, derin bir iç çağıltısı hisseden herkes “Mesnevi’nin ruhu” sayılabilecek bu söz sofrasından çok şeyler devşirecektir. Yeter ki biz çağın müzmin hastalığı olan kolaycı, modacı, derinliksiz ve tekdüze anlayışlarına iltifat etmeden zahmetli bir söz avcılığını göze alalım.Bu arada, sözlerin konu konu tasnifinde zorluklarla karşılaştığımızı belirtelim. Çünkü bazı sözlerin çok boyutlu anlam içermesi, birkaç konu başlığı altında ele alınmasını gerektiriyordu. Tekrardan kaçınmak için her söz tek konu başlığı altında ele alınmıştır. Kitabın sonunda da ele avuca sığmayan sözler “çeşitli konular” başlığı altında sunulmuştur.Bu kısa girişi yine Mevlana Hazretleri’nin sözleriyle bitirelim: “Ormandaki ağaçlar kâlem olsa deniz mürekkep olsa gene Mesnevi’ye son yoktur. Toprak durdukça, kerpiç döken, dört tahtadan meydana gelmiş kalıba balçık döküp kerpiç yaptıkça Mesnevi’nin şiiri de sürer gider. Hatta toprak da kalmasa, balçık da kuruyup tozsa onun denizi coşar, köpürür, köpüklerinden toprak düzer.”“Gökyüzünün merdivenidir bu söz; kim bununla çıkarsa gökyüzünün damına ağar.”[M. Said Türkoğlu Temmuz-2004, Van]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*