Diyarbakır pek çok Kürt yazar, aydın vb. trafından hiçbir zaman sıcaklığını kaybetmeyecek bir şekilde ateş üzerinde tutulmaktan geri kalmıyor. Diyarbakır’ ı üs olarak seçen ve bunun üzerine binlerce hikayeler bulan çeşitli dış güçlerinde aşure tenceresine çevirdiği Diyarbakır malesef kendi içinden çıkmış insanlar tarafından da yanlış bir şekilde kullanılmaktadır. Bu ülke bir dünya savaşı, kurtuluş mücadelesi ve işgaller yaşamış bir ülkedir. Ülkenin her yanı farklı şekilllerde kurtulma mücadelesi vermiş ve kurtuluşun ardından da yeniden yapılanırken içindeki necasetlerden kurtulma gayretine girmiştir. Bu ülkenin her tarafından yapılagelmiş bir durumdur ve bu nedenle elbetteki mazlum insanlarında zarar gördüğü bir gerçektir. Kurtuluşun ve bağımsızlığı bir bedeli vardır ve bu bedeli ülkenin her yanında dört bir sathında bulunan herkes ödemiştir. Ancak daha sonra iç kargaşalar çıkarmaya çalışanlarında oyununa gelen kimi insanımız hala bu bedelin hesabını sormaya kalkmıştır. Ben Şeyhmus Diken’ e hatırlatmak isterim;Bizler kurtuluş mücadelesinde ve ardından yeniden diriliş günlerinde ödediğimiz bir kısım bedelleri tüm toplum olarak ödedik, bu nedenle eğer hala bu bedellerin intikamı ile yanıp tutuşursak yeniden kimi dış mihrakların düzmeceledikleri oyunun kucağına düşüveririz. Diyarbakır, Kürdün Türkün, Çerkezin, Avşarın, Lazın ve tüm Türkiyelilerin malıdır ve eğer diyarbakır için yeniden bir bedel ödemek gerekirse bu bedeli Türkiyeli olan herkes hiç gözünü bile kırpmadan verebilir. Bunu kişiselleştirmenin ve kendi ülkemizde kendi halkımıza karşı bir mücadeleymiş ve toplumumuzda asimile edilmeye çalışılmış bir kısım özgürlükçülerin mücadelesi gibi vermenin bir anlamı olamaz.