Ünlü Sümerolog Samuel Noah Kramerin yazdığı “Sümerler” ve “Tarih Sümerde Başlar” kitaplarıyla tanıştım. Orada bulunan Tufan Olayı ve Eyyub’un Hikayesi’nin Kutsal kitaplarla olan benzerlikleri beni derinden etkiledi ve beni daha çok Sümerleri ve Babillileri araştırmaya sevk etti. Bu konuda Samuel Noah Kramer’in Kutsal kitapların Kökeninin Sümerde olduğu fikri beni pekte tatmin edemiyordu. Sümerleri incelerken Sümer Dini ve mitolojisinin Kur’an’la benzerliği benim için gün geçtikçe daha çok ortaya çıkmaya başladı. Bu düşünce beni elinizde bulunan, Bilimsellik İddiasını taşımadan yazdığım basit çalışmayı yapmaya itti. Bu çalışma bu benzerliklerin sadece bir kısmını ihtiva etmektedir. Amacım, var olan gerçekleri kendi açımdan insanlara ulaştırmaktı. Zira Allah, Bakara Suresi: 6-7. Ayetlerde şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez; inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Büyük azab onlar içindir.” Kalpleri Allah’tan korkarak titreyenlerle gerçekleri paylaşmak istedim. Bu konuda yazılmış bir esere pek rastlamadım. Yazılanlar varsa da Kramer'in ve Jean Bottero'nun tezlerini destekler mahiyette yazmışlardı. Çabam, bundan sonra yazacak olanlara bir kıvılcım olacaktır, bu bağlamda kitabın dili sade ve basit olmasına özen gösterdim. “Zubur” kavramı, kur’an’da geçmekte; Tevrat, İncil ve Zebur'un dışındaki geçmiş ümmetlerin “Hikmet Dolu Kitapları” anlamını içeren “Zuburil Evvelin” kavramının geçtiği, ayrıca Şuara Suresi’nin ilgili ayeti: “Kur’an’ın temel ilkeleri, daha önceki ümmetlerin kutsal kitaplarında da yer almıştı.”
kitab anlatim teknigi acisindan yeterli degil.kadim dinlerle kitabi dinlerin benzerlikleri uzun zamandir istismar edilen bir konu oldugu icin bu konuda daha nitelikli calismalara ihtiyac var.yine de yazari konuya baslangic turunde bir calisma yaptigi icin tebrik ederim.
Din kitaplarında bulunan geçmiş dönemlere ait kesiterin diğer medeniyetlerde de aynı veya farklı formalarda bulunması birbirinden etkilenerek kopyalanması değil bilakis kaynağının aynı olmasından kaynaklanmaktadır, farklılıklar ise zamanla ortaya çıkmaktadır. benzer anlatılar çinde olduğu gibi afrikada hatta amerikada dahi mevcuttur. buda insanlığın aynı kaynaktan beslendiğini zamanla çeşitli inanç coğrafya vs sahibi olduklarını kanıtlamaktadır.
Tanrı’nın yazdırdığına inanılan din kitapları okunduğunda içlerinde birçok hikaye ve efsanenin bulunduğu görülür. Bunlar üzerinde çalışan bilim insanları, onların nereden ve nasıl oluştuğunu, ne anlama geldiklerini araştırır durur. Bunları bulmak ve saptamak hiç de kolay değildir. Çünkü bugüne kadar yapılan araştırmalar gösteriyor ki, hangi din kitabı olursa olsun, yalnız onu yaratan halkların ürünü olmadığı, o halkın etrafını çeviren ve herhangi bir suretle kaynaştıkları başka halkların geleneklerinden, efsanelerinden yararlanılarak kendi görüş ve kültürlerine göre değiştirilerek, eklemeler yapılarak yazıya geçirildiği ortaya çıkmıştır.
Bunun en güzel örneği tektanrılı dinlerin ilk kitabı olan Tevrat’tır.1 Tevrat’ta Sumerliler’den ve Babilliler’den, daha doğrusu Mezopotamya kültüründen, komşuları Kenanlılar’dan, Mısırlılar’dan, İran’dan ve Hititler’den birçok etki görülüyor. Aslında Filistin’de Doğu ve Batı karşılaşmış ve burada bu değişik kültürler bir potada toplanmış ve erimiştir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Kitap derleme bilgilerle yazılmış ama benim gibi konuya yeni girenler için ilginç bilgilerle dolu.
Mitoloji sevenler için de verimli bir çalışma
kitab anlatim teknigi acisindan yeterli degil.kadim dinlerle kitabi dinlerin benzerlikleri uzun zamandir istismar edilen bir konu oldugu icin bu konuda daha nitelikli calismalara ihtiyac var.yine de yazari konuya baslangic turunde bir calisma yaptigi icin tebrik ederim.
Din kitaplarında bulunan geçmiş dönemlere ait kesiterin diğer medeniyetlerde de aynı veya farklı formalarda bulunması birbirinden etkilenerek kopyalanması değil bilakis kaynağının aynı olmasından kaynaklanmaktadır, farklılıklar ise zamanla ortaya çıkmaktadır. benzer anlatılar çinde olduğu gibi afrikada hatta amerikada dahi mevcuttur. buda insanlığın aynı kaynaktan beslendiğini zamanla çeşitli inanç coğrafya vs sahibi olduklarını kanıtlamaktadır.
Tanrı’nın yazdırdığına inanılan din kitapları okunduğunda içlerinde birçok hikaye ve efsanenin bulunduğu görülür. Bunlar üzerinde çalışan bilim insanları, onların nereden ve nasıl oluştuğunu, ne anlama geldiklerini araştırır durur. Bunları bulmak ve saptamak hiç de kolay değildir. Çünkü bugüne kadar yapılan araştırmalar gösteriyor ki, hangi din kitabı olursa olsun, yalnız onu yaratan halkların ürünü olmadığı, o halkın etrafını çeviren ve herhangi bir suretle kaynaştıkları başka halkların geleneklerinden, efsanelerinden yararlanılarak kendi görüş ve kültürlerine göre değiştirilerek, eklemeler yapılarak yazıya geçirildiği ortaya çıkmıştır.
Bunun en güzel örneği tektanrılı dinlerin ilk kitabı olan Tevrat’tır.1 Tevrat’ta Sumerliler’den ve Babilliler’den, daha doğrusu Mezopotamya kültüründen, komşuları Kenanlılar’dan, Mısırlılar’dan, İran’dan ve Hititler’den birçok etki görülüyor. Aslında Filistin’de Doğu ve Batı karşılaşmış ve burada bu değişik kültürler bir potada toplanmış ve erimiştir.