“Tapılan Suaviler’den sövülen Suaviler daha çoktur. Bu Suaviler lafa ve yazıya muhtaçtır. Yazısız, lafsız ayakta duran bir tek Suavi vardır ki, İstanbul’da ilk sivil ihtilalin ilk şehidi olan Suavi’dir. Bu ölümün tek mükâfatı dört sayıdır: 3495.Suavi’nin bir asker şehidi gibi resmini Askerî Müze’nin duvarına asan el, bu resmin arkasına o numarayı koydu. Bu el, Askerî Müze Müdürü rahmetli Muhtar Paşa’nındır: Bazan bir milletin borcunu bir kişi öder.Fakat Suavi, Askerî Müze’ye girmesine rağmen askersiz bir ihtilalde öldü. Ve bu sivil ölümün hususiyetini bozmamak ister gibi, onu mavzerle ve kasaturayla değil, sopayla öldürdüler.Suavi, medeni kahramanlık tabirini, Türkçe’ye, kendi kanıyla tercüme etti. Bu ölümün destanını, şiirin büyük sesine bırakıyorum. Benim yazdığım, vesikaların Suavi’sidir.”Üç İstanbul ve Mehmet Akif’ten sonra Mithat Cemal Kuntay’ın bir ölümsüz eseri daha hak ettiği yerde... Oğlak Klasikleri’nde
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Çok iyi tarzda yazılmış bir biyografi. ilgililere tavsiye ederim
Ali Suavi’yi pek çok açıdan tanıtan bir monografi…
Her ne kadar Kuntay’ın yaklaşımlarını tarafsız bir kaynak gibi ele almak mümkün olmasa da okunmalı.
Kuntay, edebiyatımızın en iyi birkaç romancısından biri bana göre. Biyografik eserleri de oldukça kaliteli.
Dili biraz ağır olmakla birlikte Ali Suavi ve çevresi açısından kaynak bir kitap. Özellikle kitabın içindeki mektuplar önemli.