Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki Ernesto Che Guevara kendi ideolojisi uğruna özgürlük savaşı vermiş ve bu uğurda da canından olmuş biridir. Özellikle dünya komünistlerinin en sevdiği devrimcilerden ve simgeleşen liderlerden biri olan Che’ nin fikirlerinin, söylemlerinin, eylemlerinin, düşünce tarzının ve bizzat kendisinin tanınmasında fayda görüyorum. Aksi halde Che’ nin resimlerini duvarlarına asanlar, ismini omuzlarına kazıtanlar ona sadece bir popüler kültürün sanatçısı gibi davranmaktan öteye geçemeyeceklerdir. İsmi gerekli olmayan bir derneğe gittiğimde pek çok yerde Ernesto’ nun resimlerini, sözlerini vb. görerek orada bulunan gençlerle yaptığım kısa bir sohbet bende bu kanıyı daha da kuvvetlendirmiştir. Buradaki sosyalist gençlerin hepsinin gözleri Ernesto’ dan bahsederken resmen pırıl pırıl parlıyordu, ancak sorduğum birkaç soru neticesinde bu parıltının sadece sanal bir parıltı olduğunu da maalesef anladım. Çünkü sürekli Ernesto’ nun ve onun mücadelesinin ne kadar yüce olduğunu anlatan bu sosyalist gençlerden emin olun ki hiçbiri Ernesto’ nun nereli olduğunu, nerede öldüğünü, neden öldüğünü, kimler tarafından öldürüldüğünü, ölmeden önce aslında ne yapmaya çalıştığını ve ölüm yolculuğunda menzilinin aslında neresi olduğunu dâhil hiçbir şey bilmiyorlardı. Tek bildikleri vardı. Küba’ da öldürülen büyük komünist Ernesto Che Guevara tüm komünistler için kutsal bir insandı. İçimden bu kitabı orada bulunan tüm gençlere birer tane olmak kaydı ile hediye etmek geldi. İnsanın bilmediği bir kişinin arkasından bu derece özlem dolu olması ne kadar ilginçti. Bu nedenle özellikle sosyalist arkadaşların bu tür kitapları okumasını şiddetle tavsiye ediyorum ve bilmedikleri bir ideolojinin peşinden körü körüne yürümemelerini rica ediyorum.