Özal’dan önce askeri vesayet altında dış dünyaya kapalı ve ekonomik darboğazla iyice köşeye sıkışan bir Türkiye vardı. 12 Eylül 1980 darbesini yapan cuntacı generallerin yönettiği ülkede Kürtçe konuşmak da yasaktı başörtüsüyle kamusal alanlara ve üniversitelere girmek de…Böyle bir dönemde inançlı, tabuları yıkan ve vizyoner bir adam ortaya çıktı. O isim Turgut Özal’dı…Yeri geldi şortla askeri selamladı, yer yerinden oynadı.Yeri geldi valiyi değil yeni atanmış kaymakamı sivil kıyafetle ziyarete gitti, bürokraside şaşkınlık yarattı.“Anayasa’yı bir kere delmekle bir şey olmaz” sözleri de,“Benim memurum işini bilir” cümlesi de ona aitti.“Benim anneannem de Kürt’tü” diyerek Kürt Sorunu’na yeni bir bakış açısı getiren de,YÖK’ün üniversitelerde başörtüsü yasağına tepki gösteren de Özal’dı.Suikasta uğradıktan sonra korkusuzca konuşmasına devam ederek “Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka alacak yoktur” diyen de yine oydu.Özal tüm bunları millet devlet için değil, devlet millet için vardır düşüncesiyle yapıyordu. Devleti millete yaklaştıran adam oydu.Turgut Özal yaptıkları ve idealleriyle tartışmasız Türk sağının en büyük devrimcisiydi.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)