Telif Bildirimi ve Kitap Kaldırma İstekleri İçin
Tussy Marx Babasının Kızı

Kategori: Tarih Yazar: Eva Weissweiler Yayınevi: çitlembik Yayınları

Tussy Marx Babasının Kızı

  • çevirmen: Aysın Önen
  • Yayın Tarihi: 19.09.2006
  • ISBN: 9789944424028
  • Dil: TÜRKÇE
  • Sayfa Sayısı: 424
  • Cilt Tipi: Karton Kapak
  • Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı
  • Boyut: 14 x 21 cm
Tanıtım Bülteni
"Tussy" olarak anılan Jenny Julia Eleanor Marx, Karl Marx ile eşi Jenny von Westphalen’in 1855’te dünyaya gelen en küçük kızlarıydı. Birçok alanda son derece yetenekli olan Tussy çok sevdiği babası tarafından küçük yaşlarda siyasetin ve sosyalist hareketin içine çekildi. "Kadın hakları" konusunda kendi başından geçen tecrübeler onu kaçınılmaz biçimde feminizme götürdü. Hiçbir eğitimi görmemiş olmasına rağmen gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yaptı, pek çok kitap, makale ve çeviriye imza attı. Babasından kalan birçok elyazmasını da yayıma hazırlayan Tussy Marx, İngiliz işçi ve sendika hareketinin en önemli sözcülerinden biri oldu ve İkinci Sosyalist Enternasyonal’de öncü rol üstlendi. Hastalıklar, entrikalar, ihanetler ve sorunlu ilişkilerden bitkin düşerek 1898’de ağır bir depresyona girdi ve henüz 43 yaşındayken kendi elleriyle yaşamına son verdi.Eva Weissweiler kaleme aldığı bu sürükleyici biyografide, Karl Marx’ın en küçük kızının; hayatını sosyalizm ve kadın hareketi için çalışmakla babasının ağırlığı altında ezilmek arasında geçiren yetenekli ama mutsuz bir kadının dramını anlatıyor. Tussy Marx’ın Kautsky, Bernstein, Bebel, Shaw ve daha pek çok önemli isimle mektuplaşmalarını da içeren yüzlerce belgenin ilk kez kullanıldığı bu kitapta, antisemitizm dalgası üzerine olduğu kadar, Karl Marx’ın ve 19. yüzyıl işçi hareketinin diğer öncülerinin hayatı hakkında bilinmeyen pek çok bilgi gün ışığına çıkıyor. Bir kalıba sokulduğumuzu biliyoruz ve yara yapıncaya kadar kaşınıyoruz.
Kitap Adı Format Boyut Bağlantı
Tussy Marx Babasının Kızı PDF 17.60 MB İndir
Tussy Marx Babasının Kızı EPUB 19.67 MB İndir
Tussy Marx Babasının Kızı MOBI 15.53 MB İndir
Tussy Marx Babasının Kızı ODF 16.56 MB İndir
Tussy Marx Babasının Kızı DJVU 20.70 MB İndir
Tussy Marx Babasının Kızı RAR 13.46 MB İndir
Tussy Marx Babasının Kızı ZIP 12.42 MB İndir

Sponsorlu Kitaplar

Satıcı Kitap Adı Bağlantı
BKM Kitap Sessizlik Artık Sensizlik Satın Al
Kitapyurdu Yüreğin Yorgunluk Görmesin Satın Al

Benzer Kitaplar




Kitap Yorumları - (2 Yorum)


Toplumsal yasanın temeli olarak işlev gören şey, gücü elinde tutan erkek gösterenidir Lacan’a göre. Babanın adı, aşkın bir gösterendir ve adı yasadır. Bu yasa, kendiliğin gelişimini belirleyen dil alanının her yerdeliği ve her zamandalığı içindedir. Baba işlevinin bir temsilcisi, eksik olan iyi anne nesnesinin yerini alır: İyi memenin yerine dil, yani anne şefkatine ikame olan söylem. Babalık buyurgan bir kültürdür, iradesine teslim olmayı gerektirir. Bir kalıba sokar ve ağzını mühürler, kendi adı ve yasasıyla… Adının ve ediminin meşrulaşması, ancak halesindeki baba figürü dolayımıyla gerçekleşen Tussy Marx hayatını, sosyalizm ve kadın hareketi için çalışmak ile babasının ağırlığının altında ezilmek arasında geçiren zeki ama mutsuz kadınların arketipi olarak biteviye çocuk oluşuyla idealleştirilir: “Tussy egzotiktir, zekidir, bir ‘karanlık kız’dır. Ve bütün zamanların ve halkların en büyük dâhisinin kızıdır.” Babasının kızı olmaktan, muktedir-mutedil ilişkisine tabiyetten kurtulamayan Tussy, kendini koruyacak bir babaya ihtiyacı olduğu kadar geleceğin babasız da kurulabileceğine dair ortaya çıkan her olasılığın, babanın yasasını reddeden kadın hareketine adanmışlığının, kendi kaderini tayin etmek için gösterdiği her iradenin içinde boğulur. Massedildiği simgesel düzen, ona özneleşme imkânı vermez. Baba, verili nesnel gerçekliğin tayin edici simgesidir. Nesnel hakikati dönüştürmeye çabalarken kendiyle de amansız bir mücadeleye girişir. Babası tarafından küçük yaşlarda siyasetin ve sosyalist hareketin içine çekilen, ancak akademik eğitim almayan Tussy, İngiliz işçi ve sendika hareketinin en önemli sözcülerinden olur; İkinci Sosyalist Enternasyonal’de öncü rol üstlenir, gazete ve dergilerde makaleler yazar, çeviriler yapar. Ancak hayatını adadığı birincil görev, tıpkı hayattayken babasının hastabakıcısı ve seyahat arkadaşı olduğu gibi ölümünden sonra da onun kitaplarının çevirmenliğini üstlenmektir. Marx olmadan Tussy anlama sahip olamaz. Boş özne olarak, kendisini düşkünleşmiş, olmayan nesne olarak görür ve bundan kurtulmak için tutunacak bir dal arar. Anlamsızlığı dolduracak anlam, babanın dilini ve eserini idame ettirme gayesidir.Eserlerini başka dillere tercüme eder ama hayatına tercüme etmesi, onun dili ve yasasının hakikatiyle yüzleşmesi pek de mümkün olmaz: “Babasından aşağı kalmayan bir fiziksel enerjiye ve zekâya sahipti ama edebiyat ve politika alanında kazanılabilecek kapasitede olduğu başarıya hiçbir zaman ulaşamadı. Muhtemelen, zayıflıklarını görmekten aciz olduğu babasının gölgesinde kaldığı duygusuna sahipti.” Bir aracı ve kız çocuğu olmanın ötesine geçmediği gibi, babası tarafından da sıklıkla “histerik” olmakla itham edilir. Simgeseli kışkırtan, susturan ya da baştan çıkaran ama simgeseli üretmeyen histerinin aksine iğrenmenin öznesi, olağanüstü bir şekilde kültür üretir Kristeva’ya göre. Onun semptomu dillerin reddedilmesi ve yeniden inşa edilmesidir. Ama babanın dili eril bir dildir, çocukluğa içrektir. Nitekim sekiz yaşındayken Tussy’nin önünde korkunç sahneler yaşanır. Annesi Jenny, Marx’ı ailesine bakamamakla itham ederken Marx bunu “eksantrik bir heyecan” ve “burjuva küstahlığı” olarak adlandırır. Ve sonunda suçu, kadın olması gerçeğinin altında arar: “Kadınların en akıllı olanları bile acayip tabiatlı canlılardır.” Erkekler, kadında gönüllü bir köle görmek ister. Kadın ruhunu bastırmak için her tür araç mubahtır. Tüm ahlâki öğretiler, kadına, başkaları için yaşamanın, kendini tamamen gözardı etmenin ve ‘erkeğinin’ aşkıyla vücut bulmanın haricinde başka bir varoluşun mümkün olmayacağını temrin eder. Ne yazık ki Tussy’nin de kaderi budur: Alturizm. Önce babası, sonra kocası için yaşamak, onların boyunduruğu altına girmek. İnsanın varlığının yegâne meşruluk kaynağının başkalarına hizmet etmek olduğunu ve fedâkarlığın en yüce erdem olduğunu savunan alturizm (özgecilik veya diğerkâmlık), bütün diktatörlüklerin kendilerine ahlâki açıdan meşruluk kazandırdıkları zemindir. Babasına olan bağımlılığından asla kurtulamayan, kadınlar üzerinde faşistçe bir hükümranlık kuran Edward Aveling’e boyun eğen Tussy, George Bernard Shaw’la platonik bir aşk yaşamasına rağmen bunu gerçekleyemez. Aveling’i Shaw için terk etmek, Marx’a ihanet anlamına gelir.


Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kitabın belge niteliğini taşıyacak bir özelliği mevcut değildir.Bu nedenle objektif olduğunu söyleyemem.Hele kitabın adı gibi Babasının Kızı bence hiç doğru değil.Eğer ki feminist olarak yorumlanmasına bakarsak bunun hiç de böyle olmadığını anlayabiliriz;çünkü Karl Marx feminizmden çok ayrı bir düşünce yapısına sahiptir.Bunu bilmemek onun hakkında yapılan yorumu haketmemektir.Yani daha önsöz yazılırken hatalara boğulmuştur.Yine de her türlü fikirlere açık kalabilmek için okunmasını isterim ama bundan önce lütfen Marx’ın Kadın ve Toplum adlı kitabına öncelik tanınmasını öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

*

*