Kategori:
Edebiyat
Yazar:
Joe Dunthorne
Yayınevi:
Düşbaz
Yetişkinler
Tanıtım Bülteni
Pek hatırda kalmayacak türden silik tipli bir teknoloji muhabiri olan Ray Morris, can sıkıcı tavırlarına karşın küçük ama sadık bir arkadaş çevresine sahiptir. Hamile karısı Garthene’le birlikte yaşayan Ray, boynundan şehvetle hiç öpülmemiş, hiç zina işlememiş –en azından bedenen–, herhangi bir ayaklanmaya karışmamış, hiç tutuklanmamış, devlet tarafından fişlenmemiş ya da herkesin nefretini kazanan bir figüre dönüşmemiş adamın tekidir. Ya da tekiydi demek daha doğru olacak. En azından 2011 yılına dek. Huzursuzluk hem sokaklarda hem de evliliğinde bir ayaklanmaya dönüşünceye kadar...Şayet başkahramanı Ray Morris, otuz üç yaşında olduğunu bir an için unutabilseydi, Yetişkin-ler’den bir ergenlik çağı öyküsü çıkabilirdi. Yaşanan bir dizi facia süresince duygusuz anti-kahramanımız ve onun çevresindeki insanlar üzerinden insani kusurları ve zayıflıkları, modern kentsel hayatın değişimini; internet trollerini, yatırımlık mülk sahiplerini, açık evlilikleri, çarpık ilişkileri eleştiren Yetişken-ler’in asıl mucizesi, başına gelen her şeyi müstahak gördüğümüz Ray’e yine de arka çıkma isteğini hissettirmesi olsa gerek. “Joe Dunthorne’un sayesinde, kurmacayı yeniden sevmeye başladım.” Nick Hornby“Modern hastalıklarımıza eğlenceli teşhisler koyan roman, bir yandan kalbimi kırarken bir yandan kahkahalara boğulmamı sağlıyor.”Paul Murray“Her kayıp neslin kendine özgü bir anıta ihtiyacı vardır ve nihayet bizim de Yetişkin-ler’imiz var. Üzücü ama bir o kadar da komik. Şeytani bir masumiyetle yazıldığını söylemek yalan olmayacaktır.”Adam Thirlwell, Lurid & Cute’un yazar
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Temposu, akıcılığı ve ilginçliğiyle tipik bir “çan eğrisi” romanı. Yani ilk 50 sayfada hoş bir şey okuduğunuzu biliyor ama az sonra “eeeah” diyebileceğinizi düşünüyorsunuz, 60’lardan sonra gerçekten çok acayip, çok sürükleyici ve komik bir hal alıyor ama finalinde bilindik romantik komedi banalliğine, klişeler havuzuna geri dönüyor. Bu romana kötü filan diyemem yanlış anlaşılmasın, ancak özellikle son otuz kırk sayfada tam olarak “garantici” bir yönteme başvurmuş yazar. Benim için bir kitabı sıradanlaşmanın uçurumuna taşıyan, oturduğum yerde satırları atlayarak, üfüldeyerek okumama sebep hareketler bunlar. Üstelik kitabın gövdesinde bizi sayfalara mıhlayan maceranın finalde eriyerek, belirsizleşerek sadece kadın erkek ilişkisi açısından nihayete ermesi. Öte yandan başka bir yazarın elinde “kaybeden” öyküsüne dönüşebilecek mevzuyu mizahi duruşunu bozmadan anlatması takdire şayan.