Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu ise aşk, bu bir aşk hikâyesi. Her gerçek aşk gibi karşılıksız, az rastlanır, ince ve kırılgan… Her gerçek aşk gibi çoğu kez akılla açıklanamayan, yer yer fizikötesi.HikâyeYunanistan’ın Korfu adasında geçiyor ve kaynağı gerçek hayat. Kaynağı gerçek hayat olduğu içindir ki, hayalgücünün erişemeyeceği kadar ilginç, tuhaf ve renkli.Zaman ve zeminle sınırlanamayan sevgi, her yerde yabancı ama yine de her yeri vatan bilen insan, okşayana yüz çevirmeyen ağaç, her yerde insanı ayrı şekilde bağrına basan toprak var bu kitapta. İyon denizine düşmüş, eski bir tırpanı andıran Korfu adasının içinde bir yaz bahçesi, bahçede oğul çiçeği, Plutarhos gülü var. Harry’nin tek sevinci, biricik mutluluğu; Mari’nin, ruhu hep kendisiyle beraber dedesi var bu kitapta.Kitaptaki yer ve insan isimleri bizden farklı, ama yerler ve insanlar aynı bizim gibi. Komşu seslerin, komşu tatların, komşu renklerin; bizim gibi sevinen, öfkelenen, özleyen, üzülen insanların romanı bu. Kendi romanımız gibi.
Mari ve dedesinin hikayesini okuduğumda, hep kendi dedemi düşündüm. Aynı duyarlılık, aynı özenli sevgi. Dili, dini, ismi ne olursa olsun, dünya da birbirine benzer ne kadar çok insan var…Birgün Korfu adasına yolum düşerse, kesinlikle portakalların olgunlaştığı mevsimde gitmek isterim. Mari ve dedesinin hikayesini yeniden hissedebilmek için…
Az rastlanır cinsten bir dede torun ilişkisi. Gözlerle görülemeycek ancak yürekte hissedilecek koskocaman bir sevgi var aralarında. Mari ve dedesi birbirlerini ömürleri boyunca en iyi anlayan iki kişi olacaklar. Yürek burkan büyük annenin dedeye yaptıkları. İnsan bu kadar mı acımasız olabilir. Hiç mi sevgi yok kalbinde. Bu nna rağmen dede ve torun ilişkisi sımsıcak okumaya değer.Hepimizin çevresinde sevgi dolu kalper ve bizi anlayan insanlar olması dileğiyle
Çoktandır böyle iyi kurgulanmış bir roman okumamıştım. Bir adada bize uzak olmayan komşumuz Yunanistan’ın karasularında küçük bir ada da kendi insanlarımızın hayat hikayesiyle aynı. Aynı duygu. Aynı duyarlılıkla yaşamlarını sürdüren insanlar. Kendi gerçekliğimize çok yakın buldum. Bu roman mutlaka okunmalı.
açıkcası kitabı oukamadan önce bu kadar güzel oalcağını beklemiyordum. Mükemmel sımsıcak bir öykü yaklaşık bir saatte okudum. Kısa ve öz ama sımsıcak. Bu öyküde biraz da kendimi buldum. Ben de erkek bebek beklenirken dünyaya gelmişim ve babam önceleri beni pek sevmemiş ama sonra dünyanın en güzel kızıymışımı gibi sevmiş doyasıya şamartmış. Şimdi ise kızlarımı çok seviyor ve şımartıyor. Mari ve dedesinin öyküsü Yunanistan da geçiyor ama dertler üzüntüler sevinçler insani bir duygu olduğundan ortak ve aynı bizim için. Okunulası bir kitap olduğu kadar unutulmayacak ve hep izi kalacak bir öykü de olmuş aynı zamanda Teşekkürler Hamdi Özyurt kalemine sağlık.
Kitap Yorumları - (4 Yorum)
Mari ve dedesinin hikayesini okuduğumda, hep kendi dedemi düşündüm. Aynı duyarlılık, aynı özenli sevgi. Dili, dini, ismi ne olursa olsun, dünya da birbirine benzer ne kadar çok insan var…Birgün Korfu adasına yolum düşerse, kesinlikle portakalların olgunlaştığı mevsimde gitmek isterim. Mari ve dedesinin hikayesini yeniden hissedebilmek için…
Az rastlanır cinsten bir dede torun ilişkisi. Gözlerle görülemeycek ancak yürekte hissedilecek koskocaman bir sevgi var aralarında. Mari ve dedesi birbirlerini ömürleri boyunca en iyi anlayan iki kişi olacaklar. Yürek burkan büyük annenin dedeye yaptıkları. İnsan bu kadar mı acımasız olabilir. Hiç mi sevgi yok kalbinde. Bu nna rağmen dede ve torun ilişkisi sımsıcak okumaya değer.Hepimizin çevresinde sevgi dolu kalper ve bizi anlayan insanlar olması dileğiyle
Çoktandır böyle iyi kurgulanmış bir roman okumamıştım. Bir adada bize uzak olmayan komşumuz Yunanistan’ın karasularında küçük bir ada da kendi insanlarımızın hayat hikayesiyle aynı. Aynı duygu. Aynı duyarlılıkla yaşamlarını sürdüren insanlar. Kendi gerçekliğimize çok yakın buldum. Bu roman mutlaka okunmalı.
açıkcası kitabı oukamadan önce bu kadar güzel oalcağını beklemiyordum. Mükemmel sımsıcak bir öykü yaklaşık bir saatte okudum. Kısa ve öz ama sımsıcak. Bu öyküde biraz da kendimi buldum. Ben de erkek bebek beklenirken dünyaya gelmişim ve babam önceleri beni pek sevmemiş ama sonra dünyanın en güzel kızıymışımı gibi sevmiş doyasıya şamartmış. Şimdi ise kızlarımı çok seviyor ve şımartıyor. Mari ve dedesinin öyküsü Yunanistan da geçiyor ama dertler üzüntüler sevinçler insani bir duygu olduğundan ortak ve aynı bizim için. Okunulası bir kitap olduğu kadar unutulmayacak ve hep izi kalacak bir öykü de olmuş aynı zamanda Teşekkürler Hamdi Özyurt kalemine sağlık.