“Başarısız insanlar hayatla mücadele eden insanlardır. Harekete geçmezsen aslında başarısız da olmazsın. Mücadele edeceksin, yeri geldiğinde başarısız da olacaksın ama bu uzun ve yorucu yolun en sonunda başarıya ulaşacaksın.”Başarıyı ölçerken kendimizi kiminle veya hangi ülkelerle kıyaslıyoruz? İçinde bulunduğumuz sistem başarıdan ziyade başarısızlığı mı getiriyor? Neden pek çok alanda Batı’nın gerisinde kaldık? Türkiye son üç yüzyıldır patinaj mı yapıyor? Dünya ekonomisinden aldığımız pay neden değişmiyor? Türkiye’den bir dünya markası çıkabilmesi için neler yapılmalı? Yaratıcı sınıf nasıl ortaya çıkar? Hakiki aydın kimdir? Gençlerden ne bekleniyor? Neden sık sık beyin göçü yaşanıyor?İş dünyasının önde gelen isimlerinden Adnan Dalgakıran, Türkiye’nin gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşma yolunda üç yüzyıldır sürdürdüğü koşuyu sadece ekonomik bir perspektifle sınırlı kalmadan; eğitimden hukuka, yönetimden tarihe ve kültüre kadar vasatlık tuzağına sebep olan bütün faktörlere değinerek kapsamlı bir yordamla ele alıyor. Bunun yanı sıra hukuki, yapısal ve sistemsel bazı kronik açıklarımızın nasıl verimlilikten ve gelişmeden uzak kalmamıza sebep olduğunu grafiklerle, sayılarla gösteriyor ve iş dünyasının, sivil toplumun ve devlet kurumlarının son yıllardaki performansını oldukça anlaşılır biçimde ve roman akıcılığında analiz ediyor. Dünyada vasatlık tuzağını aşmış ülkelerin neler yaptığına ayna tutarak sunduğu pek çok fikir ve çözüm önerisiyle aslında Türkiye’yi bir an evvel kendisiyle yüzleşmeye davet ediyor.Yüzleşme, tarih boyunca hepimizin bildiği ama bir türlü üzerine kafa yormak istemediği gerçeklerle yüzleşmeksizin kurtuluş reçetelerine ihtiyaç duymuş ülkesine, ona sevdalı bir zihin tarafından yazılmış derin ve eksiksiz bir rapor…
Ülkenin önemli sanayicisinden, farklı bakış açısı edinebilme, olayları inceleyebilme yeteneklerinize farklı noktalar kazanmak hoşunuza gidiyorsa sizin için.
Sayın Adnan Dalgakıran Türkiye’nin kelimenin tam manasıyla MR’ını çektiği bu eserinde, Bermuda Şeytan Üçgeni olarak hicvederek adlandırdığı İş Dünyası – Sivil Toplum – Devlet üçgeninin mevcut yapılarını ve karşılıklı etkileşimlerini cesur bir şekilde eleştiriyor ve ikna edici entelektüel derinlikte bir metin ortaya koyarak, geleceğimizi bu üçgen bağlamında nasıl şekillendirebileceğimize dair bir perspektif sunuyor. Keşke onun gibi sorumlu mevkilerde olan daha çok iş adamımız, bürokratımız deneyimlerini ve önerilerini gelecek kuşakların yararına yazılı olarak aktarabilseler. Okumaya değer, akıcı bir kitap olmuş.
Güzel bir kitap. Genel hatları ile bir iş insanının, ülkemiz hakkındaki analiz ve tahlillerine şahit oluyoruz. Bence Adnan Bey burada güzel bir özeleştiri getirmiş. Türkiye’nin saplanmış olduğu bataklığı güzelce tahlil etmiş. Kendi deneyimleri ışığında ülkemizdeki gelişmişliğin nasıl olabileceğini göstermiş.İş camiası, STKlar,Hukuk düzeni, demokrasi anlayışımız gibi başlıklarla Türkiye’nin vaziyetini inceliyor.
Kitapta dikkatimi çeken, Adnan Bey’in kitapta çok sayıda düşünür ve yazarlardan alıntı yapması: John Rawls, Fukuyama, Daron Acemoğlu vs…. Ülkemizdeki iş insanının profili düşünüldüğünde kendisinin sadece iş alanında değil, entellektüel alanda da geliştirmesi takdire şayan bir durum.
On yıllardır üzerinde tartışılan ancak bir arpa boyu yol alınamayan bazı konulara farklı bir bakış açısı sunulmuş. Tahliller çok derin olmasa da üzerinde düşünmeye değer konulardan bahsedilmiş.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Ülkenin önemli sanayicisinden, farklı bakış açısı edinebilme, olayları inceleyebilme yeteneklerinize farklı noktalar kazanmak hoşunuza gidiyorsa sizin için.
Sayın Adnan Dalgakıran Türkiye’nin kelimenin tam manasıyla MR’ını çektiği bu eserinde, Bermuda Şeytan Üçgeni olarak hicvederek adlandırdığı İş Dünyası – Sivil Toplum – Devlet üçgeninin mevcut yapılarını ve karşılıklı etkileşimlerini cesur bir şekilde eleştiriyor ve ikna edici entelektüel derinlikte bir metin ortaya koyarak, geleceğimizi bu üçgen bağlamında nasıl şekillendirebileceğimize dair bir perspektif sunuyor. Keşke onun gibi sorumlu mevkilerde olan daha çok iş adamımız, bürokratımız deneyimlerini ve önerilerini gelecek kuşakların yararına yazılı olarak aktarabilseler. Okumaya değer, akıcı bir kitap olmuş.
Çok önemli yorumlar ve bilgiler var, ufuk açıcı olduğunu düşünüyorum
Güzel bir kitap. Genel hatları ile bir iş insanının, ülkemiz hakkındaki analiz ve tahlillerine şahit oluyoruz. Bence Adnan Bey burada güzel bir özeleştiri getirmiş. Türkiye’nin saplanmış olduğu bataklığı güzelce tahlil etmiş. Kendi deneyimleri ışığında ülkemizdeki gelişmişliğin nasıl olabileceğini göstermiş.İş camiası, STKlar,Hukuk düzeni, demokrasi anlayışımız gibi başlıklarla Türkiye’nin vaziyetini inceliyor.
Kitapta dikkatimi çeken, Adnan Bey’in kitapta çok sayıda düşünür ve yazarlardan alıntı yapması: John Rawls, Fukuyama, Daron Acemoğlu vs…. Ülkemizdeki iş insanının profili düşünüldüğünde kendisinin sadece iş alanında değil, entellektüel alanda da geliştirmesi takdire şayan bir durum.
On yıllardır üzerinde tartışılan ancak bir arpa boyu yol alınamayan bazı konulara farklı bir bakış açısı sunulmuş. Tahliller çok derin olmasa da üzerinde düşünmeye değer konulardan bahsedilmiş.