Kategori: Tarih
Yazar: Nubar Terziyan
Yayınevi: Iletişim Yayınları
Ne İdim Ne Oldum
- Yayın Tarihi: 08.07.2014
- ISBN: 9789754704860
- Dil: TÜRKÇE
- Sayfa Sayısı: 160
- Cilt Tipi: Karton Kapak
- Kağıt Cinsi: 3. Hm. Kağıt
- Boyut: 13 x 19 cm
Tanıtım Bülteni
Bu kitapta Türkan Şoray, Filiz Akın, Fatma Girik, İzzet Günay, Ediz Hun yok. Yeşilçam’ın altın yıllarından, siyah-beyaz sahnelerden, film setlerinden de söz edilmiyor. Veya, çok dolaylı olarak söz ediliyor. Meselâ, bir çekim arasında sete kavuncu gelmesi sayesinde kavun seçmeyi öğrendiğini anlatıyor Nubar Terziyan. Ve eşi Katrin’le nasıl tanıştığını, eski İstanbul’u, deniz sefalarını, çapkınlıklarını, yarı amatör bir Ermeni tiyatrosunun maceralarını, Hamlet oyunu için mezarlıktan kurukafa çalma hikâyesini, askerlik anılarını, İstanbul’u bir barbarlık filminin setine dönüştüren 6-7 Eylül olayları sırasında yaşadıklarını... Ne İdim Ne Oldum, gençlik yılları boyunca hep sivil polis olmayı düşleyip ortayaş döneminde bol bol “iyi polis” rolü oynayan bir Ermen vatandaşın “sıradan hayat” anılarını içeriyor. Usta bir oyuncunun, tatlı bir dille kaleme aldığı anılar, huzurun sitemleri bastırdığı satırlar: “Doğduğum memlekette kendimi sizlere sevdirdim, paradan ziyade sempatinizi kazandım.” Nubar Terziyan’ın 1984’te yazdığı bu cümle şimdi daha da anlamlı. Çünkü onları -eski filmlerin “artistler kuşağı”nı- aslında ne çok sevdiğimizi yeni yeni anlıyoruz. Ya da “Nubar Baba” ve arkadaşlarını şimdi daha çok seviyoruz. Ne İdim Ne Oldum’daki Nubar Terziyan da sevilmeyecek adam değil zaten...
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
eski istanbula nostaljik bir yolculuk
Nubar Terziyan’ın 1985 yılında verdiği röportaj dizisinin kitaplaştırılmış hali… Hayat hikayesinin kendi dilinden okumak güzel… Özellikle isim vermeden anlattığı 6-7 Eylül Olayları tarihe ışık tutacak cinsten…
Nubar bey gerçekten çok naif çok tatlı bir insanmış okurken bunu anladık. Hem eski İstanbul’u hem de o küçük güzel anıları okumak kendi açımdan güzeldi.
Sinema ile ilgili az anının bulunduğu bir kitap.Ne bileyim ben , çekim için gittiği kasabaları, şehirleri, oradaki insanları, beraber çalıştığı oyuncuları neredeyse hiç anlatmamış.Tiyatro daha çok var,ama gene de güzel anlatım, güzel anılar.’6-7 Eylül Olayları’ ‘nın göbeğinde kalmasına rağmen, o korkunç, o saçma sapan yağmanın, şiddetin içinde kalakalmasına rağmen hiç bir olumsuzluktan bahsetmiyor.Kötü hiçbir şey demiyor bu elim olaylar için.O kadar da ince, naif bir adam.Kısacası altta bir arkadaşın dediği gibi bir İstanbul Beyefendisi.
Kitabın sonunda güzel de bir albüm var.
“Haza İstanbul Beyefendisi”